Overblog
Edit post Folge diesem Blog Administration + Create my blog
18. August 2010 3 18 /08 /August /2010 16:28

Horst Wein aslında Hokey oyuncusuydu, uzun yıllar milli takımda oynadı ve kariyerini bitirdikten sonra kendini futbola verdi. Bir hokey oyuncusunun futbolun oyun tarzında devrim niteliğini taşıyan bilimler geliştirmesi gerçekten çok ilginç. Horst Wein klasik antrenman çalışmalarını bir kenara bırakarak sokak futbolu felsefesinden yola çıkarak başta altyapı çalışmalarında önemli gelişmelere imza attı. Onun sisteminde geçmişte klişeleşmiş statik antrenmanlar yerine, gençlerin futbolu oynayarak öğretme yöntemi yerini aldı. Gençler nasıl sokakta özgür ve bağımsızca futbol oynuyorsa, bunu birebir alıp geliştirerek futbola önemli katkıda bulundu.

Horst Wein’nın parolası,”Dünkü Futbola saygı duymak, günümüzün futbolunu araştırıp geliştirmek, geleceğin futbolunu önceden görmek.” Açılımı şöyle, futbolda “Antizipation” diye bir terim vardır, Türkçesi önsezgi. Bu yeni bir şey değil, benim futbol oynadığım yıllarda, yani 27 yıl önce antrenmanlarda çalışılıyordu. Malum, futbolda olduğu yerde durmuyor ve sürekli ilerliyor. Horst Wein’nın hedefi yukarıda da bahsettiğim gibi sokak futbolunu Takım oyunu içine katarak, bir yandan futbolcuların oyun zekâsını ve tekniğini geliştirmek diğer yandan oyuna görsellik kazandırmak. Horst Wein için teknik üç, beş kişiyi çalıma dizmek anlamına gelmiyor. Ona göre futbol içindeki teknik, oyunu okumak, pozisyon üretmek ve bir sonra olacakları hesaplayıp önlem anlamak.

 

Horst Wein şöyle bir kenarda dursun, gelelim hafta sonu oynanan Sivasspor maçına. Yediğimiz ikinci golü hatırlıyorsunuz, Ceyhun uzun süre topu sürerek kalemize yaklaştı, bir anda servetin markaj yaptığı rakibinden ayrılıp ona doğru koşması ardından topu boşta kalan arkadaşına aktararak sonuca ulaşmışlardı. Servetin oynadığı mevki neydi? Stoper. Peki, stoperin görevi nedir? Rakip oyuncuyu markaj etmek. Demek Servet onca yıldır profesyonel futbol oynuyor ama hala nasıl ve nerede duracağından bihaber, önsezgiyi filan geçtim sanırım ne anlama geldiğini de bilmiyordur.

 

Şimdi herkes Rijkaard’a kızıyor, hiç kimsenin kızmaya hakkı yok Arkadaşlar(!) Bakalım Servet, Rijkaard ile çalışmadan önce kimlerin eğitiminden geçmiş; Rıza Çalımbay(Denizlispor),Christoph Daum(Fenerbahçe), Bülent Uygun( Sivasspor), K.H. Feldkamp, Cevat Güler, Michael Skibbe, Bülent Korkmaz,(Galatasaray), Ersun Yanal, Fatih Terim(Milli Takım). Tam 9 hoca, altyapı hocaları da eklersek Servet mükemmel eğitimden geçmiş sayılır. Peki, neden Servet hala aynı alışa gelmiş hataları yapıyor? Düşünün, bir talebe 9 okul değiştirmiş ama bir türlü okumayı sökememiş, kabahati hocalarında aramak biraz haksızlık olmaz mı?  Servet, Ayhan Akman, Aykut ve onlar gibi daha niceler adı üstünde “Süperlig” de top koşturuyorlar. Birkaç ay önce Arda Turanın Tam Saha dergisine verdiği röportaj da “Ben sahada nerede durulacağını milli takımda öğrendim” sözlerini okuyunca ona kızmıştım. Hepsini geriye alıyorum, özür dilerim kaptan sen haklıymışsın(!) Hiç altyapılarımızla övünmeyelim, yanlış eğitim boşa zaman kaybıdır. Önce eğitmenlerimiz iyi eğitimden geçmelidir diye düşünüyorum.

 

Şimdi tüm bunları göz önünde bulundurarak, biz Taraftarlar şapkamızı önümüze koyup düşünmeliyiz. Evet, son Sivas mağlubiyeti benimde sabrımı taşırdı ve ağır eleştirdim, yazdıklarımın hepsinin arkasındayım. Gayem kimseyi rencide edip yerde yere vurmak değil, uzun yıllar futbol oynamış birisi olarak 2 senedir Galatasaray futbol takımında olup bitenleri görmeye tahammülüm kalmadı açıkçası. Her maçı kazanacağız diye bir kaide yok, ama sahada futbolcularda gördüğüm vurdumduymazlık, laubalilik sade beni değil tüm Galatasaraylıları çileden çıkardı.

Her şeye rağmen yinede sükûnetli ve sabırlı olmalıyız. Hele şu son günlerde protesto eylemleri zararımıza olur. Malum, taraftarın öfkesi medyanın ekmeğine yağ sürdü, başta Hıncal bey sazan gibi atladı konuya. Olanları fırsat bilerek taraftarı gaza getirmeye çalışıyor, ultrAslan hala neden bekliyor protesto etmiyormuş. İnsaf be, daha geçen sene tribünleri makineli tüfekle taramaya kalkan sakallı soytarı şimdi nasıl olurda Taraftarı camiasına karşı hedef almaya kışkırtır? Galatasaraylılığından utanıyormuş beyim, vay be 19 Mayıs 2007 olayları sonrası da taraftarı hedef göstererek benzer şeyleri söylemiştin Hıncal bey, seni zaten Galatasaraylı olarak kabul etmiyoruz ki(!)

 

Yarın ve Pazar günü önemli müsabakalara çıkacağız(!) Şu anda Taraftar olarak yapabileceğimiz tek şey kayıtsız şartsız, her şeyi kenara bırakıp ele güne karşı, inadına Takımızı destekleyeceğiz, başka Galatasaray yok Arkadaşlar.

 

Son olarak takımızın kendini yeniden toparlamasında faydası olacağını umduğum bir önerimi dile getirmek istiyorum. Takımın içinde geçmişte olduğu gibi Ağabeylik görevi yapacak birine ihtiyaç var. Görünen o ki, mevcut kadro da bu görevi üstlenecek şimdilik kimse yok. Mutlaka camia içinden birileri bu göreve getirilmelidir diye düşünüyorum. Teknik kadronun işine karışmadan ama onlarla ortak çalışan, camiayı iyi tanıyan, futbolcularla geçinebilen ve futbolcuların saygı duyduğu birisi lazım, mesela aklıma A.Albayrak geliyor. Malum, Gündüz Babanın dediği gibi “Galatasaray hislerin takımı”.

 

 

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör

Blog Içeriği

  • : Blog von Erdal Güngör
  • : Liberta per gli Ultras ! No Al Calcio Moderno ! Galatasaray,Ali Sami Yen,Metin Oktay,istanbul,Alpaslan Dikmen,Karıncaezmez Şevki,Fatih Terim,Hooligan,Ultras,Hagi,Two and a half Man,Football Supporters Europe,The Big Bang Theory,Çılgın Türkler, Family Guy, Fringe,eBileteHAYIR!
  • Kontakt