Overblog
Folge diesem Blog Administration + Create my blog
19. März 2013 2 19 /03 /März /2013 17:05

Romanı başından okumak isteyenler buradan >>> Münferit, Bir Ultras Romanı

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

                          Zaman Makinesinde Yolculuğa Devam         

 

....o yıllarda Milan ve Roma tribünleri ile kimse yarışamazdı. Onlara sade, Joe ve Margaro liderliğinde Torino’dan Granata Ultra’s, Floransa’dan Pompa reisin Viola Ultraları. Callaghanlı Cenovalılar ve Hellas kafa tutardı.

 

Torino’da her derbiden akşam öncesi Ultra’s Granata şehirde Gobbi avına çıkar, her zaman toplandıkları stadın dibinde elleriyle koymuş gibi bulurlardı. O zamanlar Ultra’s Granata kentin tek patronuydu, onlardan habersiz şehirde kuş uçmazdı. Gobbi en iyi şekilde organize olmaya çabalıyordu. Ama ne zaman iki grubun arasında çatışma çıksa hezimete uğrayan taraf Gobbi olurdu. Daniele Segre “Ragazzi di Stadio” adlı belgeselinde bunu çok iyi anlatıyor >>link

 

Bir keresinde, 1979 yılıydı, yine iki grubun arasında çatışma çıktı. Gobbi bu sefer sağlam hazırlanmıştı. Fakat, her zaman olduğu gibi büyük çoğunluk korkup kaçtı geride kalan birkaç delikanlı elinden geldiği kadar dirense de soluğu hastanede aldı. Direnenlerin içinde Fighters grubundan Beppe Rossi vardı aklı başında yürekli delikanlıydı. Hala bu güne kadar Torino’da Gobbi grubu içinden tek saygı duyulan kişi. Oda bir çoğu gibi tribünleri erken terk edip efsane oldu.

 

Verona’dan fantastik Brigatte Gialloblu vardı, hiç bir şeyi umursamıyorlardı. Müthiş yaratıcıydılar. Yeni orijinal besteler yaparlardı çoğu İngilizce. El örgüsü, sarı lacivert yünlü atkıları, kafalarına taktıkları tuhaf kepler. O güne kadar hiçbir tribünde görülmeyen çift sopalı pankartalar ve İngiliz bayrakları.

 

Verona Ultraları sıkça İngiltere’ye giderdi. Dost oldukları Chelsea Headhunters grubunu ziyaret eder holiganlık dersi alırdı. Onlardan öğrendiklerini her Avrupa kupa deplasmanında başarıyla uyguladılar. Çapulcu tarzı Vandalizm değildi yaptıkları, “Mentalita Ultra” kuralları dışına çıkılmazdı, delikanlıca dövüşülürdü!

 

                 Floransa tribünlerinden efsane Ultra Viola ve lideri Pompa.

 

Floransa tribünleri uzun süre organize olamıyordu bu yüzden kente gelen rakipler Curva Fiosole’de istedikleri gibi cirit atıyorlardı. Ta ki bir gün, yaklaşık 130 kilo ağırlığında bir genç delikanlı, lakabı Pompa gerçek adı Stefano Biagni Ultra Viola grubunu kurana kadar. Günümüze kadar Fiorentina-Napoli maçı hala akıllara kazılı. O gün Napoli Ultraları Floransa’ya gelip yine Curva Fiosole’yi işgal etmişlerdi. Pomba anında duruma el koydu. O ağır haliyle tribüne girdi ve Napolileri Bud Spencer tarzı merdivenlerden aşağı attı. Çıldırmış Pompa’yı gören Napoliler “porko madona” çığlıkları atarak tazı gibi kaçtılar. Ve o günden sonra bir daha hiçbir rakip taraftar, kendilerine ayırılan bölüm dışında, Floransa tribünlerine giremedi.

 

Ultras Viola grubu deplasman kaçırmazdı. Gittikleri yerde dayak attılar dayakta yediler. Bir keresinde Cenova deplasmanında iki Ultra grubu birbirlerine Molotof kokteyl atarak Marassi stadını savaş alanına çevirdi. Milano’da, Fossa dei Leoni tarafından saldırıya uğradıklarında yıkılmadılar. ULTRA’s Roma ile kardeştiler, Hellas, Atalanta, Inter ve Toro Ultralarıyla da. Aklıma geldiğinde gülüyorum.

 

Şu günlerde birbirinden nefret eden gruplar o zamanlar dost tribündü. Romalı Fedayn Gobbi ile birlikte Filedelfia’da omuz omuza dururdu. Gobbi Bergamo’dan Brigatte ile dosttu. Granata grubu da Hellas’la.

 

1981 senesinin ilk günleriydi, Uruguay’da Mundialito( şimdiki adı CONFED. Cup) turnuvası vardı. Milano’da bir Barda iki ezeli rakip Ultraları arasında çıkan ufak kavga günlerce dinmeyen gerilla savaşına dönüştü. Hatta o dönemin Başbakanı Andreoti çaresiz kalmış. Birleşmiş Milletleri göreve çağırarak iki gurup arasında bugüne kadar süren barış antlaşması sağlandı.

 

FDL ve BOYS S.A.N. arasında barış sağlanmıştı ama olaylar dinmek bilmiyordu. Aradan henüz 10 ay geçmişti. 22 Kasım 1981 Romalı Ultralar Milano’ya geldiler. Inter Ultraları ile çıkan çatışmada Romalılar ağır darbe aldı., şehir Romalı avına çıkmıştı o gece.

 

Milano kenti zamanında Avrupa’nın en şiddetli şehirleri arasında geliyordu. Hoş, o yıllarda tüm ülke bir şiddet travmasına bürünmüştü. Millet eline ne geçirirse,  zincir, kas, levye, tabanca vb. maça giderdi. Tribünde birbirlerine fişek atardı, istasyona yanaşan trenlere saldırır, otobüsleri çevirir yakarlardı.

 

Sinemalarda gösterime giren filmlerde ülkenin o günkü ruhsal halini beyaz perdeye yansıtıyordu; “Milano nefret ediyor, Polis cevap veriyor”, Napoli’de şiddet Roma’da şiddet”,  “Makine tüfekli canavar”, “Kamburun çetesi” vb.

 

Sonra sürpriz bir gelişme oldu, 1980 ve 1990’da Milano’da hafta sonu çıkan savaşlara yeni bir cephe oluştu “çevik kuvvet”.

 

Doğruyu söylemek gerekirse, 1980’ler müthiş bir dönemdi fakat çok kişinin canı yandı. Bu hikayeler, o yıllarda her şeyi göz önüne alarak şuursuzca alayına giden, kendilerini armaya, tribüne adayan hayatları anlatıyor.

 

Kim ne derse desin, Tribün ölmeye değer bir dünya...!......devam edecek.

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
16. März 2013 6 16 /03 /März /2013 23:02

                          Ulan GALATASARAY....    

 

....ve bütün yaşıtlarımız gündüzleri mütemadiyen fenerli iken
biz aleme inat seni sevdik
komik olan şuydu
tarihinin en zavallı dönemiymis meğer
hiç şampiyon olamazdın o zamanlar
biz de zaten farkında diildik... hep güsel marmaraydık çünki
daha on yedi on yedi on yedi bile diildik...


neden gaassaray? diyenlere...
because, güsel marmarayla güsel gidiyor! derdik...
ki bunu hiç bilmezsin... >>>link

376392_339224316158215_52982986_n.jpg

Bugünlerde Galatasaray’ı sevmek çok kolay hele ecnebi ellerde. Nereye baksan herkes Galatasaraylı, hoş.

 

13 Mart 2013 Çarşamba sabahı;

 

- Yahu, birader bu güzel günde neşeli olacağına, gülüp eyleneceğine dalmışsın uzaklara. Sahi,sen hangi takımı tutuyordun?

 

- Ben takım tutmuyorum.....!

 

Geçen yazmıştım, “sahada 11 oyuncu yedek kulübesinde 2 yedek vardı onlardan biride kaleciydi. Yine bırakmadık” Şimdi millet Sabriye, Emre’ye, Aydına hatta Semihe tahammül edemiyor. Birde Hamit’e küfür edenler yok mu.

 

Hadi o Hamit’in şutu yine direkte patlasaydı......?

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
14. März 2013 4 14 /03 /März /2013 16:43

577782_580143671996540_170357070_n.jpg

Bazıları o kadar fakir ki,

Hayatta tek sahip oldukları şey para....

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
13. März 2013 3 13 /03 /März /2013 15:56

Dün Galatasaray’ımız Schalke 04 takımı karşısında güzel bir galibiyet aldı ve çeyrek finale yükseldi.

 

Hepsi hoş da, ne yazık ki Galatasaray tribünleri dün gece ağır bir mağlubiyet aldı. Suç tribüncülerde değil! Suçlular, yeri gelince coşkulu tribünleri ile övünen ama dün akşam para uğruna tribünü satan sahtekar yöneticiler!

 

Geçenlerde bir yazı yazmıştım >> Ultralar Tribünlerden Çekilirse! Vol.1

ultras.jpg

 

Evet, dün akşam ultrAslan ve ultrAslan-Avrupa acımasızca canından çok sevdiği kulübü tarafından susturuldu!

 

Durum öyle vahimdi ki, Alman Sky kanalından baktım ve ses ayarında  spiker yerine stat atmosferi seçtim. Samimi söylüyorum hani şu hepimizin nefret ettiği ve bir zamanlar Hıncal’ında alay konusu yaptığı iğrenç “saldıııırrrr Galaaaataaaasaaaarrraaaayyy” tezahüratını özledim! Anlayın o kadar kötüydü stat atmosferi.

 

Takım çeyrek finalde, sevincimiz kelimelerle tarif edilmeyecek kadar büyük. İnşallah final oynayıp kupayı alırız. Yalnız, şunu herkes iyi bilmeli! Gerçek Galatasaraylılar asla başarı endeksli değil, tek amacımız hangi müsabaka olursa olsun kutsal Armanın onurla temsil edilmesidir.

 

Cefakar Galatasaray tribüncüleri yönetimin yaptığı bu vefasızlığı asla unutmayacak!

 

Bizde şapkamızı önümüze koyalım (kendimi de dahil ediyorum) bazen yerden yere vurduğumuz tribünümüzün kıymetini bilelim, sımsıkı sarılalım. Tribünü daha ileri götürmek için el ele verelim!

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
11. März 2013 1 11 /03 /März /2013 22:55

Through the storm we reach the shore
We give it all but you want more
And we still waiting for you

img9585e

We can't live
With or without you...

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
11. März 2013 1 11 /03 /März /2013 11:03

Kavgada bıçağı kalleşler kullanır, kendine güvenemeyenler.

AxiQRYBCEAAm6pJ.jpg_large.jpeg

 

Maalesef bıçak, tribüncü jargonunda “emanet kültürü” denilen, sade ülkemizde değil neredeyse tüm dünya ‘da gelenek haline geldi!

 

Delikanlı tribüncü bıçak kullanmaz. Madem çatışmaya karar verdiniz o zaman delikanlıca er meydanına çıkın yumruk, kafa, göz girişin kimin gücü kime yeterse. Doğrusu budur!

 

Avrupa’da da durum farklı değil. Geçtiğimiz hafta ortası Avrupa Ligi Lazio-Bor.Mönchengladbach maçı sonrası Lazio taraftarları Almanları bıçakladı.

 

Dün Fenerbahçe-Bursa Spor müsabakası öncesi bir Bursalı taraftar bıçaklandı hem de çocuğunun gözünün önünde. 8 Mart mitinginden gelen kadınlara saldıran şerefsizleri Allaha havale ediyorum, sakın kendilerine tribüncüyüm demesinler.

 

Bıçak konusu üzerine birkaç hikaye yazmıştım, okumanızı tavsiye ederim;

Mentalita ULTRAS#18 Vincenzo Spagnolo Cinayeti Vol.1

Mentalita ULTRAS#19 Vincenzo Spagnolo Cinayeti Vol.2



Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
10. März 2013 7 10 /03 /März /2013 09:05

Dünyanın her yerinde kulüpler deplasmana giden taraftarı arasında kesesine göre ayrım yapmaz. Her zaman tüm zahmetlere katlanıp yılmadan, senelerce takımının peşinden koşanlar, münferit ve taraftar gruplarına bilet satışında öncelik tanınır!

 

Galatasaray kulübünün önümüzdeki Salı günü Schalke 04 karşı oynanacak Şampiyonlar Ligi rövanş maçı biletlerini cefakar taraftarlarına satmayıp devlet erkanı ve loca sahiplerine dağıtması bence büyük terbiyesizliktir!

 

Onca haksızlıklara rağmen Cuma akşamı Galatasaray tribünleri sınırı aşmadan ölçülü şekilde tepkisini ortaya koydu. Maçtan önce takımın protestodan etkileneceğinden endişedenler vardı. Hoş, yılda 3-5 milyon Euro cebe indiren topçular bu tür protestolara kulak asmazlar. Madem böyle bir endişe var bir daha sefere gerekirse gidip takım kaptanlarıyla konuşulur, durum izah edilir herkes kendi işine bakar.

BE6gxjmCIAATt-_.jpg_large.jpeg

 

Esas, kulübün haksız bilet politikasının mağduru uA-Avrupa her şeyi sineye çekip hiçbir şey olmamışçasına bu hafta sonu Almanya’nın Zwickau kentinde tekerlekli sandalye basket takımını büyük coşkuyla Aslanlar gibi destekledi.

 

Fazla uzatmaya gerek yok, Sedat hocamızın yazdığı duygu dolu satırlar her şeyi anlatıyor;

sedathoca.jpg

 

                                           Tepkiler YETERLİ Mİ?

 

KESİNLİKLE HAYIR!

 

Kulübün uyguladığı son bilet politikasına karşı sessiz kalınmamalı ve tepkiler devam etmeli!

 

Bir gün böyle olacağını buradan defalarca dile getirdiğimde uA düşmanı ilan edildim, halbuki sizde farkındaydınız ama kulübün bu tür vefa kârsız olacağını aklınızın ucundan geçmedi ve şimdi naifliğinizin kurbanı oldunuz!

 

Sakın korkmayın! Kulübün haksız uygulamalarına karşı koymak asla taraftarlığınızdan bir gram eksiltmez! Artık kulüpler eskisi gibi cefakar taraftarlara önem vermiyorlar. Paralı seyirciler daha cazip, siz ise bundan sonra üvey evlatsınız!

 

Tüm tribüncüler birleşerek esas sorunun köküne inip UEFA’nın 20 yıldır kriterleriyle direttiği %5 deplasman kontenjanına tepki göstermeliyiz!

 

Unutmayalım, e-bilet ve deplasman yasakları hala devam etmekte!

 

Bu yasaklara sebep olan. Futbolu kendi emellerini tatmin etmek için kirleten sahtekar yöneticiler ve kahpe medya bozuntuları istedikleri gibi at koşturuyorlar.

 

Madem tribünde meşale yakmak, konfeti atmak yasak, pankart asılması kısıtlanıyor. Bizde ulusal medyada boy gösteren, futbolla uzaktan yakından alakası olmayan. Yıllardır profesyonel futbol oynayıp şimdi TV kanallarında para karşılığı kör fanatik taklidi yapan yorumcuları görmek istemiyoruz!

 

              KAHROLSUN endüstriyel futbol ve uşakları! 

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
7. März 2013 4 07 /03 /März /2013 17:32

Bırakıp gideceklerini mi?

 

Siz ne kadar onları dışlarsanız daha sıkı sarılıyorlar Galatasaraylarına!

 

Asla bırakmayacaklar!

 

Siz onları dışlayıp zengin burjuvaya tercih etseniz de. Galatasaray’ın tarihinde en önemli maçında kasıtlı bilet satmayıp kalplerini kırsanız da, tek amaçları kutsal renk ve Armayı yalnız bırakmamak olduğunu hiçbir zaman anlamayacaksınız! (bknz;

 


 

Onlar her zamanki gibi olacakları yerdeler. Schalke maçına bilet alamamışlar kimin umurunda. Hem, Galatasaray spor kulübü tek futboldan ibaret değil ki!

 

Dün, şampiyon olamadığımız, her sezon sonu hüsranla biten 13 yıl aklıma geldi. Çocuktum daha ama iyi hatırlıyorum. Rahmetli Coşkun Özarı hocamız takımın başındaydı, sahada 11 futbolcu kulübede 2 yedek oturuyordu. O iki yedekten biri kaleciydi! Takımın antrenman sahası yoktu köşe bucak dolaşır antrenman yapmak için saha aranırdı. Hani şimdi beğenmediğiniz tribün çocukları oyunculara su taşıyordu, siz o zaman neredeydiniz?

 

Evet, şu kesin Galatasaray olmasaydı hiçbirimiz olmazdık. Fakat şunu da kimse unutmasın iyi günde kötü günde cefasını çeken bu büyük taraftar olmasaydı Galatasaray bir hiçti!!!

 

Yahu, biraz delikanlı olun neyin peşindesiniz? Taraftarı beğenmiyorsanız çıkın açıkça söyleyin bizde başımızın çaresine bakalım.

 

Ateş-Güneş yeninden! Neden olmasın?

 

Zamanında rahmetli Karıncaezmez Şevki’yi yaka paça GS Lisesinden atan zihniyet hiç değişmedi, kara bulut gibi geziyor Galatasaray’ın üzerinde. Ve her defasında hortluyor zalim liseciler.

 

Bizde artık şu saftirik tutumumuzdan vazgeçmeliyiz, fazla zorlamayalım endüstriyel futbolun içinde bize yer yok. Ve şu son yaşanan olay bunu açıkça ortaya serdi!

 

                             ŞİMDİ EYLEM ZAMANI!

 

Mutlaka yarın Gençler Birliği maçında tepki verilmeli! Varsın takım kaybetsin, bu sene şampiyon olmayalım, şampiyonlar liginden elenelim. Keşke iki sene önce küme düşseydik de Galatasaray’ı sade yıldızları, başarıları yüzünden seven şımarık güruhtan kurtulsaydık. Biz bize olurduk gerçek arma sevdalıları. Ne sahadaki isimlere, ne skora, nede kupalara. Sade kutsal forma ve arma adına verdikleri mücadeleyi alkışlasaydık.

 

ultrAslan-Avrupa’ya yaptığınız terbiyesizlikten dolayı tarih sizi asla affetmeyecek!

 

Siz! ultrAslan-Avrupa’nın bir kültür temsilcisi olduğunu. Galatasaray kültürünü 4 kıtada yaşattığını, büyük bir manevi değeri olduğunun farkında değilsiniz! Çünkü o kuş beyinleriniz idrak edecek güce sahip değil.

800px-GS_Kuruculari.jpg 

ultrAslan-Avrupa, bundan 107 yıl önce bir avuç gencin(Ali Sami Yen, Asım Tevfik Sonumut, Emin Bülent Serdaroğlu, Celal İbrahim, Boris Nikolof, Milo Bakiç, Pol Bakiç, Bekir Sıtkı Bircan, Tahsin Nahit, Reşat Şirvanizade, Hüseyin Hüsnü Kayacan, Refik Cevdet Kalpakçıoğlu, Abidin Daver) lise sıralarında kurduğu hayallerini dünyanın dört bir yerinde hala yaşatıyor, ya siz?

 

                   Sahi, siz bugün GALATASARAY için ne yaptınız?

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
5. März 2013 2 05 /03 /März /2013 12:41

Romanı başından okumak isteyenler buradan >>> Münferit, Bir Ultras Romanı

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Merhaba dostum, ben balyoz tanıdın mı?

Detayları atlıyorum. Senin yanındayım, sakın unutma tribünde düşmanımsın dışarda yoldaşım! Sana bir hikaye yolladım. Hadi gel zaman makinasına binelim ne dersin? Ben Doc Brown sen Marty McFly. Hadi geç direksiyona, bağla kemerini, bas gaza.

 

                                Seksenler ve Doksanlar

 

Her şey başladığında takvim 1970’leri gösteriyordu.

 

Gri yıllar, güzelim mavi gökyüzünü kaplayan kurşunlu gri yıllar.

 

Senede 950 şiddet suçu işlenirdi hepsi siyasi bağlantılı.

 

Hani 128 kişi öldürülmüştü, suçu Komünist teröristlerin üstüne attılar. Sağcı teröristlerde 250 kişi ortadan kaldırmıştı. Bunların yanında 50 polis dünya değiştirdi, kabahati rüşvet müptelası siyasilere yüklediler, yanlış kamu politikası. Nasıl olsa mürekkep ucuz beyin bedavaydı.

 

Daha fazla ölenler oldu; Gazeteciler, Doçentler, Sendikacılar, Fabrika patronları, Muhbirler, İstihbaratçılar, Masum Vatandaşlar. Tren istasyonunda aktarma olan turistler.

 

Bir Ağustos sabahı, saat 10.30 da patlayan bomba, 78 ölü yüzlerce yaralı. Uzun sürmedi bir gün hepsi yakalandı. Sustular, kimseye boyun eğmediler, kimseyi ele vermediler “irreducible” ölmediler tribünde yaşatılıyorlar.

 

Tarihi çeşme meydanın ortasında patlayan bomba. Parçalanan onlarca kadın, erkek, küçük çocuklar.

 

Milano emniyet binasının 8. katından kazayla düşen anarşistler.

 

O zamanlar siyasi mücadele fabrikalar ve üniversitelerde başlardı .

 

Spontane organize ettiğimiz korsan yürüyüşlere korkudan polisler yaklaşamazdı. Çatışmalarda buluşurduk ya da kalabalık mitinglerde.

 

Kentin militanları süpermarketleri, butikleri, halk evlerini, okulları, fabrikaları proletarya adına işgal eder burjuvanın elinden alırdı.

 

Faşistler, işgal altında binaların çevresinde Komünist kovalardı. Komünistlerde faşistlerin peşindeydi.

 

Birileri, faşistlerin derneklerini basmak için ortamı gaza getirir, şimdiki gibi lafta kalmaz gerçekten gider basarlardı. Faşistlerde şımarık komünistleri sopa manyağı yapardı.

 

Polisler ise sokakta, meydanlarda durduk yere istedikleri gibi adam vurur sonra delil yetersizliğinden serbest bırakılırdı.

 

Serbest seks vardı. Bol eroin, direniş, sopa, kaslar, zincirler, p38 tabancalar. Nixon Go Home, Saigon düştü yaşasın Ho-Chi-Minh city.link

 

Arjantin dünya kupası, tüm İtalya gece saat üçte heyecanla kalkar maç seyrederdi.

 

Şike skandalı patladı. Mali polis Roma olimpico stadını basıp oyuncular kaçmaması için koşu pistinin etrafını sarmıştı, sonra Lazio ve Milanlı futbolcuları tutuklayıp götürüldüler.


Hani bir Paolo Rossi vardı. AC Milan ikinci lige düşmüş Cavese’ye karşı oynamışlardı aynı Lazio gibi. 20.000 bin Cavese’li San Siro’ya gelip şu meşhur şovlarını yapmış herkes ağzı açık onları seyretmişti. O sezon Milan ikinci ligde 70.000 bin kombine satmıştı.

 


 

 

 

 

Sokaklarda terör sürerken tribünlerde organize destek doğmuştu. Paramiliter gruplar, Bask bereliler, deri ceketliler, Eskimo tipi mont giyenler.

 

Tribünlerde sis bombaları eşliğinde ilk yapılan koreografiler, sallanan dev bayraklar. Rakibe nefret saçan pankartlar, Ninja polarlar, stat içi şiddet.

 

80’lerde Ultralar stat içinde ve dışında da Ultraydı 7 gün 24 saat, aldıkları her nefeste.

 

O yıllarda Fossa dei Leoni Ultraları parlamento dışı sola yön verir, Toni Negri’nin özerklik davasını desteklerdi.link

 

Diğer tarafta Inter Ultraları vardı, faşist BOYS SAN. San Babila semtindeki Bar Panino’da toplanırlardı. Parlamento dışı sağcı örgüt Fronte Gioventu’nun merkezi.

 

Başkent Roma’da C.U.C.S. Ultraları vardı, radikal solcu sempatizanlarıydı ama içlerinde sağcı Boys grubuyla omuz omuza alayına giderlerdi.

 

Laziolu Eagles Ultraları ve I.R.R.. Parioli, Eur, Fleming, Collo Oppio semtlerinden. Sağ ellerini kaldırır hitler selamı verirlerdi. Hippi gruplarını unutmamalı, o yıllarda her şeyden biraz vardı, düşe kalka, birbirimizi idare ediyorduk tribünde davamız için.

 

Sonra Roma’da Tozzi yılları başladı, Milano’da Paninari. Duran-Duran’ciler Spandau Ballet’cilere karşı. Romalı Sparks, Milano’dan Timberland. Ciesse vs. Monclear. Levi’s 501 vs. Americanino......devam edecek

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
2. März 2013 6 02 /03 /März /2013 00:16

Bilet yüzünden Galatasaraylıları birbirine düşüren GALATASARAY yönetimi.......tarih sizi asla affetmeyecek!

karkif.jpg

  ULTRA's, The Last Spirit of fallen FOOTBALL!

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör

Blog Içeriği

  • : Blog von Erdal Güngör
  • : Liberta per gli Ultras ! No Al Calcio Moderno ! Galatasaray,Ali Sami Yen,Metin Oktay,istanbul,Alpaslan Dikmen,Karıncaezmez Şevki,Fatih Terim,Hooligan,Ultras,Hagi,Two and a half Man,Football Supporters Europe,The Big Bang Theory,Çılgın Türkler, Family Guy, Fringe,eBileteHAYIR!
  • Kontakt