Overblog
Folge diesem Blog Administration + Create my blog
19. Juli 2013 5 19 /07 /Juli /2013 21:02

Carlo Guiliani 23 yaşında Romalı bir genç. Günlerden 20 Temmuz hava sıcak Carlo’nun kafası karışık, plaja mı gitsin yoksa Cenova’da G8 zirvesini protesto yürüyüşüne mi katılsın bilmiyordu. Sonunda Carlo Cenova’ya gitmeye karar verdi. Yürüyüş kortejinin içinden arkadaşına bir mesaj attı “moruk burada acayip şeyler oluyor”. Bu Carlo’nun Dünya’ya son mesajıydı, biraz sonra Piazza Alimondo meydanında duran bir Carabinieri arabasına yangın söndürme aletini atarken kafasından polis kurşunuyla vurulup öldürüldü..... Mentalita ULTRAS#27 Cenova 20/07/2001

Carlo-Giuliani.gif

Farkında mısınız, zalimler her yerde aynı üniformayı taşıyor!

acab_logo.jpg

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
18. Juli 2013 4 18 /07 /Juli /2013 08:46

 


 

                                           Tek Lider

hitler_tayyip.jpg

 

                                            Tek Hukuk

BLrfiImCYAAuJD2.jpg

 

                                          Tek Medya

BNCQNbkCUAET2dG.jpg_large.jpeg

GS.jpg

Bir geri zekalı!

 


 

Ya şimdi UEFA önüne geliyo abi...bi....ne....iddia geliyo, okuyo konuşmalara bakıyo ama..yani yabancı bi adama bi Türkçeyi ne kadar anlayabilir veya neyi neye göre karar verir ben bunu anlamıyorum....wtf?

 

Sen zamanında Lincoln ’ün İngilizce küfürlerini nasıl anladıysan onlarda öyle anlamıştır, bkz;

 


 

 

                                               HIRSIZIN HİÇ Mİ SUÇU YOK!

 

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
15. Juli 2013 1 15 /07 /Juli /2013 19:30

Son zamanlarda sık duymaya başladık, her gün yeni bir skandal patlıyor. Dün 14.07.2013 Pazar günü dünyanın en iyi dört sprinteri Tyson Gay(ABD), Nesta Carter, Asafa Powell ve Sherone Simpson(Jamaika) bir ay sonra Moskova’da yapılacak dünya atletizm şampiyonası öncesi doping testlerinin sonuçları pozitif çıktı! >>> link

doping.jpg

Ülkemizde de doping skandalları son zamanlarda arttı. Geçtiğimiz hafta Türk milli takımının dünya atletizm şampiyonasından men edileceği haberi çıkmıştı. Gerçi haber yalanlandı ama Akdeniz oyunlarından önce 8 sporcu dopingli çıktı.

 

Gittikçe endüstriyelleşen spor vahim boyutlara geldi! Başarıya endekslenmiş yetenekli sporcular daha çok para kazanmak için kendilerini ateşe atıyorlar. Yalnız, kabahati sade sporcularda aramamak lazım, üst yetkililer; federasyon başkanları, antrenörler, sponsorlar vb. esas en büyük suçlu bu kişiler! Akdeniz oyunları öncesi güreş federasyon başkanı Hamza Yerlikaya bir TV kanalı ile söyleşi yaparken her iki kelimesinden biri altındı, sürekli aynı kelimeleri zikrediyordu....altın....altın...altın. Tabi ki her sporcu katıldığı tüm yarışmalarda en iyi neticeyi almaya çabalar. Fakat siz o sporcuları daha fazla sponsor çekme, para kazanma amaçlı kullanır baskı altına alırsanız ortaya böyle çirkin tablo çıkar.

 

Bazen sporcular doping yaptıklarından haberleri bile yok yada çok geç söyleniyor, en kötüsü de bu işte. Son duyduğum haberlerde Türkiye’de doping alan sporcuların yaşları çok düşük olduğuydu AMAN SAKIN HA!!!

 

Küçük yaşta yetenekli sporcuları dopinge bulaştırmak büyük insanlık suçudur. Küçük yaşta doping yapan sporcular aldıkları ilaçların gelecekte onları zihnen ve fiziksel olarak nasıl kötü yönde etkileyeceğinden haberleri yok. Bunun en çarpıcı örneği eski Doğu Alman sporcu Heidi Krieger, şimdiki adıyla ANDREAS KRIEGER!

 

Heidi Krieger 1965 yılında dünyaya kız olarak gelir. 13 yaşında annesi küçük Heidi’yi atletizme yazdırır. Bir süre sonra Heidi’nin yetenekli olduğu gözden kaçmaz ve Doğu Alman milli sporcu yetiştirme grubuna dahil edilir. Gülleci olan Heidi 16 yaşında habersiz Anabolika ve erkek hormonları verilir! Heidi’nin performansı aniden artış gösterir. O zamanlar yaşıtları arasında katıldığı tüm müsabakalarda birinci gelir. Artık büyük uluslararası müsabakalara hazırdır fakat Heidi kendinde değişiklikler fark eder. Onun yaşındaki genç kızlar gibi erkeklere karşı cinsel yönde ilgi duymaz hatta kendisini erkek gibi hisseder. Uluslararası turnuvalarda başarılı olmak için antrenörünün tavsiyesiyle 1982-1984 arası yüksek dozda “Oral-Turinabol” hapları kullanır. Oral-Turinabol o yıllarda henüz doping listelerinde yoktur. Heidi Krüger 1986 senesinde Stuttgart’ta düzenlenen Avrupa Atletizm şampiyonasında 21.10 metre gülle atışıyla altın madalya kazanır. 1991’de Doğu Almanya dağılır Heidi batı Almanya’ya göç eder ve kariyerini sonlandırır. Yeni başladığı hayatında ilk işi bilmeyerek doping yaptığını itiraf eder ve altın madalyasını geri verir. Heidi 1997 senesinde ameliyat sonrası erkek olur ardından Andreas adını alır. Erkeğe dönüşmesinde en büyük neden zamanında aldığı Oral-Turinabol haplarıdır.

heidi_andreas_krieger.jpgUzun lafın kısası, yetenekli genç sporcular içtikleri suları yedikleri yemekleri dikkatle kontrol etsinler. Aç gözlü şuursuz antrenörlerin oyununa gelmesinler, yoksa onlarında sonu Heidi/Andreas Krieger gibi olabilir!!!

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
1. Juli 2013 1 01 /07 /Juli /2013 22:27

Tansu Çiller, Sivas katliamı sonrası Olayı bu kadar büyütmek yanlış, bir futbol maçında da bu kadar insan ölebilirdi” diyeli 20 yıl oldu.

1044934 10151672245264660 1835455706 n

Sivas katliamı üzerinden 20 yıl geçti. 20 yıl içinde on binlerce insan farklı dine, ırka sahip olduklarından dolayı öldü! Siyasetçilerin demeçleri hiç değişmedi.


Şairin dediği gibi “Her ölen pişman ölür hep yanlış anlaşılmıştır hayalleri yasaklanmış”


Devleti devlet yapan Halktır!


Nasıl olurda bir “devlet” Halkından bu kadar nefret edebilir?

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
23. Juni 2013 7 23 /06 /Juni /2013 10:56

Geçtiğimiz Çarşamba günü İngiltere’de futbol taraftarları pahalı bilet fiyatlarını protesto etti! Liverpool taraftar oluşumu “union Spirit of Shankly” önderliğinde yapılan protesto yürüyüşüne ülkenin neredeyse tüm taraftar grupları katıldı!

article-0-1A6776A5000005DC-698_634x400.jpgYeni sezon fikstürü çekildi, yakında takımlar sezonu açıp hazırlık dönemine girecek. Taraftar sabırsız, bir yandan lokal ligi diğer yandan Avrupa kupalarını iple çekiyor.

 

Ufukta FFP(financial fair play) sopası gözükse de kulüpler yine yeni sezona büyük yatırım yaptılar!

 

Peki, bu değirmenin suyu nereden geliyor?


Bilindiği gibi profesyonel futbol kulüplerinin en büyük gelir kaynağı yayın hakları, geri kalanını sponsorlar karşılıyor. Fakat gerçek öyle değil! Yapılan araştırmalarda çıkan sonuçlarda kulüplerin kasaların dolduran paralar direk taraftarın cüzdanından çıkıyor, stat gelirleri, merchandising vb.! İngiltere’de son üç yılda Premiere League kulüplerine yayın hakları için 5.5 Milyar pound verildi. Taraftarın cebinden çıkan miktar neredeyse aynı yükseklikte!

 

Karşılaştırdığımızda ortaya çıkan acı gerçek insanları felakete sürüklediğini görüyoruz! Yayıncı kuruluşları yatırım yaparak verdikleri paranın 3 mislisini kazanıyorlar. Taraftarın aldığı karşılık 90 dakikalık hoş zaman geçirmek, hüzün ve sevinç ona bütçesine kocaman delik olarak geri dönüyor! İngiltere’de 20 sene önce maç bilet fiyatları sinema biletleri ile aynıydı 8 pound. 20 senedir sinema biletlerine zam gelmedi ama en ucuz maç bileti bugün 62 pound!

 

İngiltere’de değişik statlarda kulüplerin uyguladığı bilet fiyatları da ayrı tartışma konusu! Taraftar soruyor; neden West Ham kombineleri pahalı fiyat sıralamasında 4. sırada? Neden Southampton kombineleri Manchester United’dan daha pahalı? Nasıl oluyor da Man.City kombineleri Arsenal’dan üç misli ucuz?

 

Hadi Man.City fiyatları Shelk Mansourun kulübe akıttığı paralardan dolayı bir nevi katkı sağlıyor, zira FFP yürürlüğe girdiğinde onlarda fiyatları yukarı çekecekleri malum! Arsenal taraftarı yeni stada geçeli ödediği ağır bedelin henüz karşılığını alamadı! Kaynak >>>link

 

25 yıl önce neoliberalizmle başlayan küresel kentleşme projeleri ile kentsel rantın diğer ayağı “endüstriyel futbol!” İnsanları örgütlü tüketime yönlendirmenin, bağımlısı yapmanın, dünya nüfusunun yüzde %90’nın tutkusu olan en uygun eğlence FUTBOL!

 

Yoksa siz, şampiyonlar ligi, premiere league, bosman kuralları sermayenin kentleri ranta dönüştürme projeleri ile aynı döneme gelmesini tesadüf mü sanıyorsunuz?

 

Futbol bir zamanlar fakir Halkın eğlencesiydi. İnsanlar sade seyretmekle kalmıyordu, kendileri de oynuyorlardı. Semtlerde, kasabalarında kulüpler kurarak Halk spora teşvik ediliyordu. Futbol hafta sonu eğlencesinden öte bir sportif aktivite, kültür haline gelmişti. Tıka basa dolu statlar, kapasitesini aşan salkım saçak tribünler.....hepsi mazide kaldı.

 

Tıka basa dolu statların yerini içinde lokantaları, locaları, AVM’leri bulunan modern yapıtlar aldı. İmaj tasarımcılarının şişirdiği kalbur üstü yetenekli oyuncular kurnaz menajerlerin eline verilip astronomik fiyatlara pazarlandı. Kulüpler bütçelerini aştı, artık gelirleri giderlerini karşılamıyor!!!

 

Yeni gelir kaynakları bulundu. Sponsorlar devreye girdi, televizyonlar yayın haklarını satın alarak kulüp bütçelerinin temel gelir kaynağını oluşturdular.

 

TV’ler sade yayın haklarını değil tüm futbolu satın aldı çehresini değiştirdi. İlk icraatları kulüpleri bilet fiyatlarına zam yapmasına zorladırlar. Bu sinsi uygulamanın altında yatan amaç orta sınıf Halkı statlardan uzaklaştırıp paralı kanallara yönlendirmekti.

 

Statların en güzel yerleri Kapalı/Maraton tribünleri bir zamanlar ateşli taraftarların durduğu yerdi. Yayıncı kuruluşlarının şartlarından biride  görüntü kirliliği oluşturan tribüncüleri Kapalı/Maraton tribünlerinden alıp kale arkalarına sürülmesiydi. Kentsel dönüşüm projesinin stat içinde uygulaması! En çapıcı örneğini Galatasaray taraftarı yaşadı!

 

Galatasaray taraftarları bin bir türlü oyunlarla Mecidiyeköy’deki ASY stadından şehir dışında olan Seyrantepe’ye sürüldüler. Ayazma gecekondu sakinleri ile aramızdaki farkı bulmak için şu videoyu seyredin anlayacaksınız! >> link


 

Yeni sezon yine Seyrantepe Arenaya giderseniz vaktiniz olursa etrafını dolaşın ve o güzel ağaçlara iyi bakın pek yakında göremeyeceksiniz. Sahi, birde salon istiyorduk değil mi....?!

 

Çare Drogba gibi saçmalıklarla kendinizi kandırmayın, uyanın BOYUN EĞMEYİN!!!

 

                         AGAINST MODERN FOOTBALL!

 

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
18. Juni 2013 2 18 /06 /Juni /2013 00:37

hiç olmadığı kadar çok susarsın,
o kadar çok konuşan insana inat,

972132_10151671714389674_2142553087_n.jpg
ufak bir tebessümdür konuştuğun.
gülmek değildir,
acının dudaklar da bulduğu şekildir.
evet bazen susarsın çünkü farkındasındır....!

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
14. Juni 2013 5 14 /06 /Juni /2013 08:00

an gelir
paldır küldür yıkılır bulutlar
gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
o eski heyecan ölür
an gelir biter muhabbet
çalgılar susar heves kalmaz
şatârâbân ölür

şarabın gazabından kork
çünkü fena kırmızıdır
kan tutar, tutan ölür
sokaklar kuşatılmış
karakollar taranır
yağmurda bir militan ölür

an gelir
ömrünün hırsızıdır
her ölen pişman ölür

devrim_sehitleri.jpg_large.jpeg
hep yanlış anlaşılmıştır
hayalleri yasaklanmış
an gelir şimşek yalar
masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
direkler çatırdar yalnızlıktan
sehpada pir sultan ölür

son umut kırılmıştır
kaf dağı'nın ardındaki
ne selam artık ne sabah
kimseler bilmez nerdeler
namlı masal sevdalıları
evvel zaman içinde
kalbur saman ölür
kubbelerde uğuldar bâkî
çeşmelerden akar sinan
an gelir
lâ ilâhe illallah kanunî süleyman ölür

görünmez bir mezarlıktır zaman
şairler dolaşır saf saf
tenhalarında şiir söyleyerek
kim duysa, korkudan ölür
tahrip gücü yüksek
saatli bir bombadır patlar
an gelir Attila İlhan ölür

(Atlilla İlhan)

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
13. Juni 2013 4 13 /06 /Juni /2013 11:03

Enzo Ghidesi, Brescia Curva Nord tribün lideri Mario Balotelli’ye bir mektup yazar. Livorno deplasmanına giderken Tayfanın geçirdiği otobüs kazası sonrası Brescia’lı Ultra Giovanni Bertazzoli komaya girdiğini anlatır. Kazayı duyan Balotelli Brescia taraftarını hastanede ziyaret ederek Bertazzoli ailesine büyük moral verir. Balotelli den böyle bir jest beklemeyen Brescia tribün lideri Enzo Ghidesi Mario’ya bir teşekkür mektubu yazar.

1005569_253181684820434_202829165_n.jpg

                                                                                 ****

“Mario, sen zor anlaşılan birisin ve yaptığın bazı tuhaf hareketlerinden dolayı toplumu irrite ediyorsun....evet, senin cilt rengin bizimkinden farklı. Seni Giovanni’yi hastanede ziyaretine geldiğini gördüğüm an....nasıl anlatsam.....bildiğim kadarıyla şehirde birçok zenginler Giovanni’nin hastanede yattığından haberi bile yok....sade sana şunu demek istiyorum,  senin bu delikanlı duruşun insancıl davranışın için Allah senden razı olsun Mario Balotelli!!

 

Seni Brescia-Livorno maçına davet ediyorum istersen bizim tribüne Curva Nord’a aramıza gel beraber maça bakalım....

 

Artık bundan böyle sende bir Brescia taraftarısın ve kentte herkesin bunu bilmesini istiyorum.....ikinci sınıf mazlum medya mensuplarının çekinmeden her fırsatta seni dejenere etmelerini, aşağılayarak topluma kötü kişi olarak sunmalarını kabul etmiyorum, çünkü sen asla öyle biri değilsin!!

 

Ben, Ghidesi Enzo, senin dün Gionni’yi hastanede ziyaret ederek gösterdiğin bu mütevazi tavrına binlerce kez teşekkür ediyorum Mario!!"

                                                                        ****

 

Yalan değil, bana da bazen Balotelli’nin hareketleri tuhaf geliyor ama onu hep olduğu gibi kabul ettim. İnsanları ırkından, dış görünümünden, farklı dil konuşmasından dolayı yargılanmamalı.Bir anlık hareketi yüzünden karşısındakine itici gelebilir ama içinde mangal gibi yürek taşıdığını göz ardı ederek o insanı toplum dışına itmek hor görmek zalimliğin en büyüğüdür...!

 

 

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
12. Juni 2013 3 12 /06 /Juni /2013 09:42

BMgkVPeCUAEoD57.jpg

BMf5PQ5CEAAoYGM-Kopie-1.jpg

BMizy3ECIAEKcr-.jpg

 


971230_10151655508772431_405762863_n.jpg

acab_logo.jpg

resist 375x360-Kopie-1  

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
10. Juni 2013 1 10 /06 /Juni /2013 09:41

Taksim gezi parkı direnişi vahim bir tabloyu gözler önüne serdi, şu an mevcut parlamento içindeki siyasi partilerin hiçbiri Türkiye’nin genç nesline hitap etmiyor!

 

Yaş ortalaması 28-29 olan ülkemizin (bu toplumun yüzde %70’i) mevcut siyasetçilerinin kafa yapısı, dünya bakışları genç topluma o kadar zıt ki aradaki fark gece gündüz gibi. 

 

Hadi hükümet çözüm üretemiyor yada üretmek istemiyor. Sert çizgisinden geri atmaya niyetli değil, sürekli bir suçlu arıyor ama bulamıyor. Ya Muhalefet? Onlarda da durum pek farklı değil, hiçbir parti gelecek için şu ana kadar somut çözüm üretemedi. Zaten dünyayı hegemonyasına alan faşist neo-liberal düzende bu hallere çözüm üretmeye uygun değil.

 

Kısacası Ankara’da göt büyüten örümcek kafalı siyasetçiler fena halde hazırlıksız yakalandılar. Sürekli konuşmalarında Türkiye’nin genç nüfusuyla övünenler gençlerin zihinsel gücünü hesaplayamadılar onları küçümsediler. Bu yüzden taksim gezi parkı direnişi tam bir nesillerin savaşına dönüştü! Şu an akp yerine chp, mhp vb. başka parti iktidarda olsaydı aynı tablo ortaya çıkacaktı.

 

Yurtdışı örnekleri de var. Misal, Almanya’nın Türkiye gibi genç nüfusu olsaydı, ülkeyi idare edenler gençleri ciddiye almasaydı olaylar aynı şekilde patlak verecekti ki, 1960 yıllarının ortasında  Rudi Dutschkelink önderliğinde başlayan gençlik hareketi bunun somut örneğidir.

 

                       Taksim Gezi Parkı direnişi ve Tribüncüler!

 

Önceki yazımda da belirtiğim gibi direnişin en kritik günlerinde 31 Mayis/01 Haziran gecesi, tribüncüler en ön safta mücadele verdiler, hele Cumartesi ve Pazar günü yaptıkları muhteşem yürüyüşlerle Taksim Gezi parkı direnişine damgalarını vurdular.

 

Yalnız, ben isterdim ki tribüncüler Gezi parkı içinde bir stant kursun hem bir yandan Halka kendilerini yakından tanıtıp diğer yandan atölyeler düzenleyerek ortak sorunlarını dile getirebilselerdi. Maalesef bunu beceremediler! Beceremedikleri gibi eski alışkanlıklarından vazgeçmiyorlar, dün yapılan gereksiz açıklamalarla bu yine su üstüne çıktı!

 

Tribüncüler sidik yarışmalarını bir kenara bırakıp önlerine gelen fırsatı tepmemeli! Hemen şimdi bir Taraftar Birliği kurmalıdır!!!

 

Son olarak, lütfen bilenler bilmeyenlere söylesin şu an Galatasaray tribününün tek grubu ultraslan  Galatasaray taraftarının büyük çoğunluğunu temsil etmiyor!

 

Bundan böyle, ne önce yaptıkları nede sonra yapacakları açıklamalar, medyaya verdikleri demeçler Galatasaray tribününün tümünü bağlamaz ve sade kendi mensupları için geçerlidir!!!

 

Uzun süredir büyük çoğunluğu "temsil edemeyen(!)" ultraslan elbette kendi çapında Galatasaray’a destek vermeye devam etmesinde bir kusur yoktur. Fakat bundan sonra ikinci hatta üçüncü alternatif grupların yolu açılmalıdır!!! 

 

Galatasaray tribünü kimsenin tekelinde olamaz, olmamalıdır!

 

Her vicdanı ve fikri hür Galatasaraylı, kimse karışmadan tribünde istediği gibi kulübünü desteklemesi doğal hakkıdır!!!

 

Unutmayın, Taksim Gezi Parkı direnişi Türkiye’de bir Devrimdir yeni bir Milattır ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör

Blog Içeriği

  • : Blog von Erdal Güngör
  • : Liberta per gli Ultras ! No Al Calcio Moderno ! Galatasaray,Ali Sami Yen,Metin Oktay,istanbul,Alpaslan Dikmen,Karıncaezmez Şevki,Fatih Terim,Hooligan,Ultras,Hagi,Two and a half Man,Football Supporters Europe,The Big Bang Theory,Çılgın Türkler, Family Guy, Fringe,eBileteHAYIR!
  • Kontakt