Overblog
Folge diesem Blog Administration + Create my blog
6. Juni 2013 4 06 /06 /Juni /2013 15:17

Türkiye 31 mayıs 2013 tarihinde başlayan direnişin 10.gününe girdi ve ortam gittikçe bulanıyor. Şu kesin artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, şimdiye kadar bildiklerinizi unutun. Bu Devrim, dünya oldu olalı, eşi benzeri görülmemiş tarihte tüm Devrimleri gölgede bırakan muhteşem bir Devrim!

 

Fakat bazı şeyler tuhafıma gidiyor! Bildiğimiz Devrimler gece gündüz sürer değil mi? kimse akşam barikatta direnişe destek verip ertesi sabah işe, okula gitmez! Direniş dediğin sonuna kadar sürer, bir yerde mola verip maça gidilmez!

 

Neyse, bunu şimdiye kadar susan gençlerin acemiliğine sayıyorum. Ama öte yandan insan yaşamını değerli kılan önemli unsurlara safça yaklaşır umursamazsanız tayyip gibi faşo ağa gelir sizi kendi istediği gibi yönlendirir!

 

Devrimin en önemli yanı “SARKAZM!” Söyleyin, nerede görüldü bir yandan polisin zulmüne, attığı kimyasal bombalara direnip diğer yandan mizahın, sarkazmın dibine vurulduğunu?

 

Mizah deyip geçmeyin, bu her yiğidin harcı değil. İzah edilemeyen bazı şeyler Mizah ile anlatılır ve bunu yapanlar büyük beyin gücüne sahiptir. En etkili güç BEYİN VE FİKİR GÜCÜDÜR!

 

Siz bu insanları kimyasal bombalarla, işkenceyle, zorbalıkla, küstahlık ve kibirlilikle küçümseyip yok etmeye kalkarsanız fena halde duvara toslarsınız!

 

Duvar demişken bir göz atın >>> link

BME3HcMCcAAnhli.jpg_large.jpeg

Halk henüz ne yaptığından, nasıl güzel bir şeye imza attığının farkında değil. Abartmıyorum, gerçekleştirdikleri Über entelektüel bir Devrim, başka tarif edecek kelime bulamadım. 42 yıldır Almanya’da yaşıyorum iyi okul eğitimi aldığımı düşünüyorum ama ben Avrupa literatüründe benzeri bir olaya rastlamadım.

 

Bir duvarda şöyle yazıyordu “SİZİN TOMANIZ VARSA BİZDE DE DROGBA VAR”

 

Daha ötesi argümanlarınız varsa beri gelin yoksa uzak durun. Kimyasal bombalar, coplar bu güzel insanların beyin gücüne işlemez! Ve ne olur Taksim Gezi Parkı direnişini absürt komplo teorilerinizle baltalamayın, bu nesil Erman Toroğlu-Ahmet Çakarla büyüdü kimse size inanmıyor!

 

Devrimin siyasi kısmını uzmanlara bırakıyorum onlar daha iyi yorumlar. Ben bu Devrimin tribünlere getirisini, götürüsünü ele alacağım.

 

Kuşkusuz Direnişin 3 ağaç meselesinden çıkıp Ülke meselesi haline gelmesinde tribüncülerin katkısı büyük. Tribüncüler yıllardır, iktidarda kim olursa olsun devlet baskısını, zulmünü ağır şekilde hissetti ve hissetmeye devam ediyor!

 

Şimdi herkesin faşist tayyipin yaptığı çapulcu, terörist ithamı ağrına gidiyor, unutmayın tribüncüler yıllarca toplum tarafından hep çapulcu, terörist olarak görüldü!


Bugünlerde tribüncüleri baş tacı yapıyorsunuz inşallah bundan sonrada onlara hoş görüyle bakarsınız!

 

Tribüncülerin direnişte ön safta olmaları yıllarca gördükleri baskı büyük rol oynuyor. Bu direniş tribüncülerin açısından sade 3 ağaç ve ülke meselesinin yanı sıra “endüstriyel futbol, 6222, e-bilet, fişlenme, pankart ve meşale yasakları, ayakta maç seyretme hakkının alınması, fahiş bilet fiyatları, polis baskısı, sahtekar kulüp yöneticileri, yalancı spor medyasının kışkırtmaları” gibi özgürlüklerini kısıtlayan, baskı altına alan, tribüncüleri yok etmeye yönelik unsurlara karşı verdikleri protestoydu.!

 

Direnişte omuz omuza çatışan tribüncüler hemen şimdi harekete geçip mutlaka bir “TARAFTAR BİRLİĞİ KURMALI!!!” 

 

Bunu çok önceleri yapmalıydınız. Özgür alanlarınızın kısıtlanmasını istemiyorsanız ortak zeminde buluşmanın en uygun zamanını yakaladınız. Allah aşkına bu fırsatı kaçırmayın!

 

Bu Direniş tribünlerde şimdiye kadar görülmeyen ULTRAS hareketini de ortaya çıkardı. Bundan böyle statlarda gerektiğinde parlamento dışı siyaset mutlaka yapılmalıdır.

 

Sakın yazdıklarım yanlış anlaşılmasın! Asla tribünde X-Y-Z herhangi parti akımına katılıp kutuplaşmadan bahsetmiyorum bu çok büyük felaket olur!

 

Tribünde yapılacak siyaset önce Taraftar haklarını savunmaktır, iktidarda kim olursa olsun toplumu rahatsız eden uygulamalara karşı tüm tribünlerin ortak tepki verip muhalefet etmektir! Tribünler bundan böyle Halkın gerçek bağımsız sesi olmalıdır, gerçek ULTRAS hareketi budur!

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
2. Juni 2013 7 02 /06 /Juni /2013 14:11

270113_10151604854278563_984946105_n.jpg

allcolors.jpg

400467_378676025571187_245369579_n.jpg

antalya.jpeg

BLq06FdCcAETRkN.jpg_large.jpeg

cleaningeziparki.png

Bosporus.jpeg

BLvrLcXCYAEmoGQ.jpg

400428_708910365791560_1459997438_n-Kopie-1.jpg

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
31. Mai 2013 5 31 /05 /Mai /2013 11:18

İSTANBUL TRİBÜNCÜLERİ ŞEHRİNİZE, SEMTİNİZE SAHİP ÇIKMAK İÇİN DAHA NE KADAR BEKLEYECEKSİZNİZ???

ZALİMLERİN ZULMÜNE DAHA NE KADAR KATLANACAKSINIZ???

diren.png

fuckpolice.jpeg

gezi.png

BLlZEEsCAAA8Auq.jpg_large-Kopie-1.jpeg

 

                                                  Transfer nöbetlerinizi erteleyin!!!

935518_531765643527572_1525940651_n.jpg

 

                              HERKES BU AKŞAM TAKSİM GEZİ PARKINA!!!

 

                            SAĞLAM GİDİN, SONUNA KADAR DİRENİNİN!!!

 

                  LIBERTA PER GLI ULTRAS !

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
21. Mai 2013 2 21 /05 /Mai /2013 10:05

Siz zaten her hâlükârda kazanıyorsunuz, iki çene çalıp canlıyı cebe indiriyorsunuz.

 

Siz hiç hayatınızda asgari ücrete çalışmadınız. Aylık kazancınızın iki mislini harcayıp kendi cebinizden kombine satın almadınız, Gepetto amcanız sağ olsun >>link

looser.jpg

Siz çoktan kaleminizi sattınız şimdi kalkmış utanmadan günah çıkarıyorsunuz!

 

Siz kuzu kılığına girmiş iblissiniz! >> link

 

Futbol, trilyonlarla ölçülen ağır sanayi haline getirilmeseydi, şimdiki gibi moda olmasaydı “SİZİN GİBİLER(!)” olmazdı, futbolda kirlenmezdi(!)

 

BİZ zaten hep kaybediyoruz kaderimize rağzıyız ama unutmayın “HERKES GİDER BİZ KALIRIZ....!!!”

 

Siz doğruysanız, hoş geldiniz yanlışlar Her lanet olası pazar

 

                       NO AL CALCIO MODERNO....!!!

 

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
17. Mai 2013 5 17 /05 /Mai /2013 22:03

babagunduz.jpg

Gunduz-K-l-c---Metin-Oktay.png

                                                        GÜNDÜZ(BABA) KILIÇ THE LEGEND!

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
17. Mai 2013 5 17 /05 /Mai /2013 08:25

Ne zaman bir taraftar vahşice hayatını kaybetse ertesi gün şeytanlar şirinlere bürünür sevgi pıtırcıkları ortaya çıkar. Derbiden bir gün önce gaz verenler, bir gün sonra  medeniyet spor kurarak fiyonklu yazılarla günah çıkarırlar. Amaç ne? “Vicdan mastürbasyonu!”

 

Irkçılığı uzaklarda sanıyorduk, halbuki yanı başımızda iç içe yaşıyoruz farkında değiliz.

 

Aslında fakındayız! Şu sidik yarışlarımız var ya. Derbiye birkaç hafta kala bazı medya maymunları çıkıp ”şayet Galatasaray Şükrü Saraçoğlu stadına 4 puan farkıyla gelirse büyük olaylar çıkar” gibi demeçler verirse, Fenerbahçe kulübü başkanı mali kongrede yaptığı konuşmasına şaşırmamalı.

 

İlginç, yine derbiye az kala bir TV kanalının yayınladığı dizide duvarda asılı Galatasaray bayrağı koparılıp çöpe atılıyor, bkz;

salih-kusu-bayrak-cop-62694_501.jpg

6222 yasası, deplasman-meşale-pankart yasakları, polis terörü, e-bilet-yüz taraması vb. insan dışı unsurlara karşı mücadele edemeyen taraftar gurubu kalkmış gani müjde em besiline dava açıyor!

 

Amaç ne? Fırsat kollayıp ezeli rakibe geçirmek mi? Ballili konusunu  ne çabuk unuttuk!

 

Sahi, sidik yarışı nasıl bir şey? 100 metre koşusuna mı benziyor? Doping yapmak serbest mi? Ben böyle yazdığımdan dolayı 2020 Olimpiyatları bize verilmez mi?

 

Ünal Aysal’ın şu sözlerine katılıyorum; “....medya mensuplarının bu olayın Türkiye açısından önemini kavramadıklarını ve bunu en basit şekliyle Türkiye’nin iki büyük kulübü arasındaki basit bir rekabet, bir çekişme gibi ele aldıklarını endişeyle izledim....”

 

Sayın Aysal haklı olduğunun kanıtı;

atv.jpegAlmanya’ya geleli 41 yıl oldu, ırkçılıkla iç içe yaşıyoruz. Öyle ki, evin kapısından çıktığımız anda ülke değiştiriyoruz. Fazla geriye gitmeye gerek yok geçen hafta Almanya’da nsu cinayetleri davasının mahkemesi başladı, hanginizin o cinayetlerden haberi oldu? Drogba, Eboue’ye yapılan çirkin saldırılardan sonra mı ırkçılığın farkına vardınız?

BKUc2ZHCMAAHaRa.jpg_large.jpegUzun lafın kısası, taraftar arasında oluşan şiddetti önlemek istiyorsanız önce kendinizden başlayın, topluma bir bakın. Dün akşam bir TV kanalında güzel insan Zülfü Livaneli’ye rastladım, çok önemli bir şeyi vurguladı “toplumda duygusal bölünme oluştu” Zülfü Livaneli’nin söylediklerini şu yazı daha net dile getiriyor;

 

                                KIRIN ŞUNUN KOLUNU BACAĞINI

 

sene yanılmıyorsam 1981, darbenin ertesi yılı. babam asker olduğu için darbenin yıkıcı etkilerinden nispeten uzağız. babamın uzun süre sıkıyönetim için başka ilde bulunmasından gayrı bir eksiğimiz, sıkıntımız yok. çocuk halimizle olan bitenden habersiz yaşayıp gidiyoruz.

günlerden bir gün evde, bizim odamızda ağlayan bir kız görüyorum. abimden bile büyük, daha önce hiç görmediğim bir kız. bizim odada, benim yatağımın üzerinde ellerini yüzüne kapatmış ağlıyor. yanında ise çok sevdiğim nazlı abla var. içeri gidiyorum annem ve babam hararetli hararetli bir şey konuşuyorlar, anlamıyorum. beni görünce ikisi de susuyor ve beni bahçeye oyun oynamaya gönderiyorlar. aradan birkaç gün geçiyor ortalık nispeten duruluyor. abla bizde kalıyor, fazla dışarı çıkmıyor, benimle ilgileniyor, derslerime yardımcı oluyor. ablam olmadığı için bu çok hoşuma gidiyor.

aradan ne kadar süre geçti bilmiyorum, bir gün okul dönüşü ablanın olmadığını görüyorum. anneme soruyorum “gitti” diyor. bana hoşça kal bile demeden gitmiş olması çocuk kalbimi kırıyor, üzülüyorum ama unutuyorum. ta ki büyüyüp de aklım başıma gelene kadar. lise yıllarımda bir gün anneme sordum “o abla kimdi? diye. önce hiç hatırlamak istemedi, sanki evimizde öyle bir abla hiç kalmamıştı. ama ısrarlarım sonuç verdi, anlattı.

o abla sıkıyönetim zamanı askerden kaçan bir “anarşistmiş” polisin, askerin onu aradığı bir sırada aile dostumuzun kızı, nazlı abla tarafından bize getirilmiş bir üniversite öğrencisiymiş. ilk önce arkadaşım diye tanıtmış ancak daha sonra duruma uyanan babam kızın “azılı bir anarşist(!)” olduğunu öğrenmiş. o gün annemle tartışmaları ise kızın evde kalıp kalmayacağına ilişkinmiş. işin garibi kızın evde kalması gerektiğini savunan, atadan dededen menderesçi olan, oylarını hep merkez sağ partilere veren, asker babammış. gencecik kızı sokaklara atamam diye annemle tartışmış. çocuklara neler yaptıkları malum, evime kadar gelmiş bu kızı kimseye teslim etmem diye direnmiş. etmemiş de. kız aylar sonra ortalık durulunca çıkıp gitmiş. ve o gün bile hala her yıl mutlaka babamı ziyarete gelir, elini öpermiş. evli, çoluk çocuğu olan bir kadın olmuş.

benim babam, yoldan geçenlere, işçilere evinin önünde ayran ikram eden bir annenin çocuğu. anneannem kapısına gelen dilenciye eve çağırıp yemek yediren, elbise veren birisi. benim annem evde yemekler pişirip, yoksul komşularına gizli gizli dağıtan bir kadın. eskiden bu ülkenin bir vicdanı vardı, yoksula, öğrenciye, garibe sahip çıkılırdı. güçlü güçsüzü ezerken ses çıkaran, karşı koyan insanlar olurdu. oyun oynarken susadığımızda evimiz uzakta diye gitmeye üşendiğimizde hiç tanımadığımız bir teyzenin kapısını çalar su isterdik yanında salçalı ekmek eşantiyonuyla birlikte gelirdi. vicdanı vardı bu ülkenin, çoğunu teyzelerin taşıdığı.

bugün (dün), taksim’de, deniz gezmiş ve arkadaşlarını anan öğrencilere polis müdahale etmiş, karga tulumba gözaltına alırken, ellerini büküp, sırtına bastırırken, oradan geçen bir teyze “kırın şunun kollarını bacaklarını, rahat batıyor bunlara diye ünlemiş. yıllar önce “yapmayın onlar daha çocuk!” diyen teyzeler bugün “kırın kollarını bacaklarını” diye, ağzından salyalar saçarak polise akıl veriyor. çünkü ona göre rahat, aldığı 700 lira maaşla ayın sonunu zor görmek, yeri geldiğinde faturalardan yakınmak, belediyeden gelen yardıma şükretmek ve sadaka verenlere duacı olmaktan ibaret. hak arama, hakkını isteme, zalimliğe boyun eğmeme, zulme isyan etme, vb. istekleri, arzuları yok. her ay 700 lira hesaba yatıyor mu, aile hekimine gidip düzenli kullandığı kolesterol ilacını yazdırabiliyor mu onun için kafi. ama ya peki vicdan neden yok oldu? önceden garip gurebayı gözeten teyzeler, bu ülkenin vicdanları ne zaman alpay erdem’in teyzelerinden bile daha korkunç bir hale geldi? ne zaman teyzeler “kırın şunun kolunu bacağını” diyen gaddarlar oldu?

bu ülkenin vicdanı gitti. onu kaybettiler, o kadar ayrıştık ki artık, cinsine cinsiyetine, ırkına, milliyetine bakmaksızın mazlumu savunan, garibe arka çıkan teyzeler kan ister oldu. kapısına gelen dilenciye evine alıp yemek veren teyzeler, dilenciyi linç eder oldu. sadaka kültürü içine sokulan teyzeler, kendilerine yardım edenlere kaşı çıkanları (!) ısırmaya koşullandı.

ben de alpay erdem kadar korkardım teyzelerden. bahçesine top kaçırdığımız zaman evlere dağıldığımız bir teyze vardı zamanında mahallemizde, deli teyze derdik ona. bir gün top oynarken düşüp de baldırımı boydan boya yardığımda evinden koşup gelen ilk o teyze olmuştu. bacağıma anne şefkati ile bakım yapmış, silip temizlemiş, karnımı doyurmuş, sonra elimden tutup beni anneme teslim etmişti. o gün deli teyzenin (!) yerinde, “kırın şunun kolunu bacağını” diyen teyze olsaydı… iyi ki olmamış.

inşallah bir gün bu ülkenin vicdanını yok edenlerden bunun hesabı sorulur....(kaynak;link

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
13. Mai 2013 1 13 /05 /Mai /2013 17:44

Dün bir Fenerbahçeli genç maçtan sonra bıçaklanarak rahmete kavuştu. Açık konuşuyum acımıyorum! Acıyanlarda, darılmasınlar benim gözümde samimi değiller!

 

Sen maçtan önce N.K.F.V.A.S. naraları at sonra böyle olaylarda yaslara bürün. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu derler adama.

 

Hele çarşaf, çarşaf taziye bildirileri yayınlayanlar önce kendi renktaşlarına  tahammül etmeyi öğrensinler ve o kişilere kalleşçe sürüyle saldırmaktan vazgeçsinler. Sonra istedikleri kadar ezeli rakiplerine ağıt yakabilirler!

 

Tribüncü adam yaptığı her şeyin bilincindedir, bu yolda ölüm olduğunu bilir, kimse kimseyi zorla bu yola itmemiştir. Yalnız, dün gibi münferit olayları tribün grupları ve camialarına yıkmak yanlış olur!

 

Şiddet futbolun doğasında olan temel unsur, bunu inkar edenlerle de oturup futbol tartışmak boşa zaman kaybı. Delikanlı tribüncü bıçak kullanmaz, bileğine güvenir. Madem kavga edeceksiniz adam gibi kavga edin anneler ağlamasın!

 

Geçmişte bıçaklar üzerine birkaç satır karalamıştım;

 

Mentalita ULTRAS#18 Vincenzo Spagnolo Cinayeti Vol.1

 

Mentalita ULTRAS#19 Vincenzo Spagnolo Cinayeti Vol.2

 

Mentalita ULTRAS#20 Kahraman Spagna

 

Mentalita ULTRAS#21 Baste Lame, Baste Infami

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
11. Mai 2013 6 11 /05 /Mai /2013 22:18

acab_logo.jpg

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
10. Mai 2013 5 10 /05 /Mai /2013 14:13

2pac.png

Kimse verdiğin mücadeleyi önemsemez sade sorun çıkardığın zaman göze batarsın!

Esas zor olan, kimse seni sevmediğini bilmene rağmen yılmadan mücadeleni devam ettirmen!

 

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör
9. Mai 2013 4 09 /05 /Mai /2013 22:40

Hapoel Katamon, bugüne kadar kimsenin duymadığı İsrail Kudüs kentinde bir futbol kulübü. Bu kulüp geçtiğimiz hafta İsrail profesyonel ligine yükselerek ülkede şartları altüst etti.

 

Bize göre futbol kulüplerinin üst liglere çıkması yada düşmesi olağan üstü bir olay değil ama Hapoel Katamon bildiğimiz sıradan futbol kulüplerine benzemiyor, onlar diğerlerinden çok farklı.

football-Hapoel-Katamon-Jerusalem.JPGÜlkede kapitalist kodamanların alışkanlık haline getirdiği, iç çamaşırı değiştirir gibi kulüp satın alarak başarısız olduklarında kenara atmalarına tahammül edemeyen Kudüslü futbolseverler, 6 sene önce bir araya gelerek Hapoel Katamon kulübünü kurup İsrail’de endüstriyel futbolun çehresini değiştirdiler.

 

Şu günlerde Hapoel Katamon kulübünün 420 sahibi 6 yıllık emeklerinin meyvelerini topluyor. En büyük güçleri diğerlerinden farklı olmaları. Bu güç gizli bir şey değil, hepimiz biliyoruz, farkındayız maalesef umursamıyoruz!

 

Onlar diğerleri gibi ırkçı değil, siyah beyaz, Müslüman Hristiyan. Filistinli, Arap, İsrailli herkese kucak açmış dostça, kardeşçe huzur içinde bir arada geçinip gidiyorlar.

football-fans.JPG

                                                                                   Genç Hapoel Katamon taraftarları     

                                             

Esas özeliklerini kulüp başkanı Omri Sheinfeld anlatıyor; “Kulübümüzün sistemi diğerlerine benzemez bizde bazı şeyler farklı işler. Takım kadrosunda bulunanların çoğu taraftarımız. Bir yandan sahada ter dökerken diğer yandan kulübü yönetme adına büyük bir sorumluluk üstleniyorlar.”

 

Kulübün yıllık üyelik bedeli 1000 NİS(200) bütçesi de 2 milyon NİS.

 

Hapoel Katamon general menajeri ve aynı zamanda kulüp kurucularından Uri Sheradsky’e göre oluşturdukları taraftar-yönetici-oyuncu ortak işbirliği modeli mevcut hastalanmış endüstriyel futbol sistemini tedavi etmeye yönelik en etkili panzehir!

 

Sheradsky şöyle devam ediyor; ”Ülkede çok az iş adamı futbol kulüplerine yatırım yapıyor. Yapanlarda futbolun dışından gelen tuhaf kişiler ve güvenilir değil. Bizim oluşturduğumuz sistemde futbolla içi içe yaşayan, halkın içinden gelen yüzlerce futbolsever yatırım yapıyor.”  

 

Bu yeni modelde kulüp kültürü sınır tanımadan bağımsızca kendiliğinden gelişiyor. Öte yandan futbolun daha çok erkeklere yönelik demografik yapısını değiştirmeyi de hedeflemişler. 13 yaş altı herkese maçlara giriş ücretsiz bu uygulamayla Hapoel Kataman İsrail’de en çok ailelerin futbol maçlarına gittiği kulüp ve  ülkede tek kadın takımına sahipler.

 

Malum, dini inançlarına sadık olan Kudüs gibi şehirde müsabakalar hafta sonu oynanmamasına kulüp yönetimi büyük önem veriyor!

 

Katamon kulübü sahipleri arasında, genç ve A-takımında oynayan Müslüman Araplar var.

 

Son olarak kulüp başkanı Sheinfeld önemli bir konunun altını çiziyor; “Kudüs’te bir sürü barış programı uygulandı hala devam ediyor, fakat bu öyle bir şey değil. Burada farklı insanlar bir araya gelip futbol için bir şeyler yapmaya çabalıyorlar.”

 

Saatlerce futbol üzerine çene çalmak illaki futbolu çok bilmek anlamına gelmiyor. Tribünde hoplayıp zıplamak futbolun eğlence yönü. Esas önemli olan futbolu iç içe yaşayıp, futbolun gelişmesi için bir şeyler yapmak!

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör

Blog Içeriği

  • : Blog von Erdal Güngör
  • : Liberta per gli Ultras ! No Al Calcio Moderno ! Galatasaray,Ali Sami Yen,Metin Oktay,istanbul,Alpaslan Dikmen,Karıncaezmez Şevki,Fatih Terim,Hooligan,Ultras,Hagi,Two and a half Man,Football Supporters Europe,The Big Bang Theory,Çılgın Türkler, Family Guy, Fringe,eBileteHAYIR!
  • Kontakt