Overblog
Edit post Folge diesem Blog Administration + Create my blog
30. Dezember 2012 7 30 /12 /Dezember /2012 16:07

Romanı baştan takip etmek için buradan >>> Münferit, Bir Ultras Romanı

 

                              Bu bir Toro-Ultranın hikayesi

 

O sweet bardan biriydi, doğrusu sweet barın ta kendisiydi.

 

Anarşistti, işgal edilen bir apartmanın dairesinde kalıyordu.

 

Her pazar olduğu gibi armanın peşinden yollara koyulmuştu. İç saha-dış saha, yaz, kış, yağmur, kar, çamur, çöl sıcakları onu yıldırmıyordu çünkü o bir Ultraydı. Hani çatışmalarda düşmana saldırırken şu en önde koşanlardan. Ya da seni kurtarmak için arkanda durup götünü kollayan. Sokakta, statta, her yerde.

 

Güzel bir ilkbahar sabahıydı. Bologna-Torino karşılaşıyordu ve R. yine oradaydı, tam önümde duruyordu.

 

                                          Toro-Bologna

 

Delle Alpi stadı çevresinde her maçtaki gibi bugünde sıradan olaylar çıkmıştı, yani ortam neşeliydi.

 

Bizim tribüne yaklaşık 300 metre mesafeden Bologna Ultralarının otobüs konvoyu gözüktü. İlk maçta biraz hırpalanmıştık, önemli değil çapulcu tarzı. Delikanlı çatışma olmadı. Otobüslerimizi taşladılar, birkaç çocuğun atkılarını, emekli vatandaşların bayraklarını arakladılar. Ciddiye alınacak bir yanı yoktu da, piç Bolognalıların ibnelikleri her seferinde sinirlerimizi bozmaya yetiyordu.

 

Aslında pek ciddiye almıyorduk ama düşmanlık 70’li yıllarda başladı. O zaman Ultraları taşıyan otobüslerin camlarını indirip ocak ayının Sibirya ayazında eve yollamışlardı. Bizimkiler otobüslerden inip yarım kilometre kovalamışlar hatta kardeş olduğumuz Fiorentina  tribünün meşhur lideri Pompa da o gün oradaymış. Bu Pazar intikam günüydü.

 

Her neyse hikayeye geri dönelim.

 

Nerde kalmıştık? Bolognaların otobüsleri önümüzden geçiyordu. Peki, bu durumda ne yapmalı?

 

Önce kaldırım taşları kırılır, etrafta eline geçirdiğin ne kadar taş varsa toplar cephanelik hazırlanır. Çevrede duran çöp konteynerleri sokağın ortasına devirip barikat kurulur. Son olarak, mobese kameralarından gizlenmek için atkılarla yüzler kapatılır. Evet, şimdi Bologna piçleri gelebilir.

 

Bu defa kırmızı lacivertleri taşıyan otobüste sıradan Ultralar yoktu, hazırlıklı gelmişlerdi. Sağlam ağır abiler vardı ve aralarında şu meşhur M. Grubu da bulunuyordu.  Bu işimizi biraz zorlaştıracaktı. Ağır abiler Afganistan misyonuna gidermişçesine otobüsün içini taş ve emanetlerle doldurmuşlardı.

 

R. hemen yanımda duruyordu. Tam10 yıl gruptaydı ve grubun adını taşıyan bir bar çalıştırıyordu. Hayattaki gibi statta da en ön cephede dururdu. Anarşistti, ömrü işlettiği bar, grup ve işgal edilmiş bir apartmanın dairesi arasında geçiyordu.  

 

Onu çok severdim iyi insandı. Uzun yıllar önce bir Hardcore/Punk grubunda solisttim. İşgal edilmiş bir anaokulunda konser ayarlayıp beni Torino’ya davet etmişti. R. çok iyi arkadaşımdı hatırını kıramadım. Çünkü bende onun gibi bir Punk, Anarşist ve Ultraydım.

 

Orada bulunan tüm apartmanlar semt sakinleri tarafından işgal edilmişti, kahpe kapitalist düzene karşı halkın direnişi. İşgal edilmiş anaokulunda hafta sonu genelde Toro Ultraları toplanır eğlenirlerdi. İçerisi karanlıktı, duvarda çember içinde A, Che Guevara birde Pulici posteri asılıydı.

PAOLINO-PULICI2-copy.jpg

                                                             (Paolinino Pulici)


İçerde tam teşkil, fırını dahil, çömlek atölyesi vardı. Etrafta kenevir ve ot satanlar dolanıyordu ama asla gençleri zehirleyen puşt eroin satıcıları içeri alınmazdı.

 

Salonun ortasında bir sahne vardı. Sahnenin altında maçlarda asılan pankartlar depolanıyordu. Bir keresinde hatırlıyorum, derbi maçı öncesi akşamı konser vardı ve benim grupla sahne almıştık. Sahnenin önünde Ultraların kuru kafa pankartı asılıydı, mikrofona nar kırmızı atkımı bağlamıştım. İçerisini nargile dumanı sarmıştı, ortalık alkolle karışık kenevir kokuyordu.

 

Filedelfia stadı hemen anaokulunun arka tarafında kalıyordu. Canın sıkıldığında köşeyi dönüp mabettesin nar kırımızı efsanelerin kokusunu içine çekiyorsun.

 

Bir keresinde ben ve R.  işgal bölgesinde kalan arkadaşlarla Filedelfia stadında kaçak futbol maçı düzenlemişdik. O bilinen maçlardan değil, kuralsız her şey serbest; asker botları, zincir, kemer, doping. Biz bu oyuna Anarchocyber-Calcio Fiorentino deriz. Zevkimiz fazla sürmedi kamiller damladı.

 

Dönelim hikayemize. Bolognaların konvoyunda ilk otobüsü durdurup saldırıya geçiyoruz. Sokak çöp konteynerleriyle kapalı, çok az polis var üstelik şaşkınlar, ortam tam istediğimiz gibi.

 

Otobüslerin kapısı açılıyor, Bolognalılar saldırıya karşılık vererek üzerimize doğru koşuyorlar. Etraflarını sararak çembere alıyoruz, eşit sayıyız her tarafta 100-120 kişi. Ortalıkta dolanan az sayıda polis korkudan arabaların arkasında saklanmış olacakları çaresizce izliyorlar. Bu defa onları elimizden kaçırmayacağız, hiç kurtuluşları yok.

 

M. grubu otobüsten ilk inenlerden, ellerinde demir borular, tahta sopalar birinin elinde parıltılı bir şey vardı, galiba bıçaktı. Açıkçası bu denli sert olacağını bizde beklememiştik. Yine de Bolognaları geri püskürtmeyi başardık, kaçarken sopalarını, borularını bırakmışlardı. Otobüslerin içine sığınmaya çalıştılar ama bırakmadık, Allah ne verdiyse yumulduk piçlere. Kaçanlarında fazla şansı yoktu, çünkü biri otobüsün içine sis bombası atmıştı. Korkak tavşan gibi dışarı kaçtılar tabi bizde peşlerini bırakmadık.

 

Bolognaların direnişi hala devam ediyordu, kolayca pes etmeyeceklerdi. Bu arada beklenen çevik kuvvette olay yerine intikal etti. Etraf savaş alanını andırıyordu, sokak ortasında çöp konteynerler, yanan arabalar, kırık cam parçaları.

Çevik kuvvet tam 10 kamyon gelmişti, hepsinin hafta sonu primleri hesaplarına yatmış son model silahlarla donatılmış tüm risklere karşı sigortalı şimdi bu azmış topluluğu dağıtacaklardı.

 

Ve başladılar plastik mermileri fırlatmaya. Cenova olaylarından sonra alınan tepkilere karşı klasik göz yaşartıcı bombalar azaltıp arada bunları kullanıyorlar. Patlıcan büyüklüğünde merminin içinde iki kapsül var, vücuda temas ettiğinde patlayıp bayıltıyor ya da yüze gelince öldürüyor. O günden sonra ne zaman bu aletleri görsem Cenova’yı hatırlıyorum, yerde yatan Carlo’nun cesedi aklıma geliyor.

 

Şu an yaşadıklarımız farklı değil. Aynı Cenova’da olduğu gibi Bolognalarla birleşerek omuz omuza polislere karşı saldırıya geçiyoruz. Olay bir anda boyut değiştiriyor, bu defa kamilleri önümüze katıyoruz orospu çocukları tazı gibi kaçıyorlar.

 

Yine o silah sesi geliyor kulağıma, Piazza Alimonda da Carlo’yu öldüren. Plastik mermi ayaklarımın ucuna düşüyor, lanet şey kimseye temas etmediğinden patlamıyor ama bu patlamayacak anlamına gelmiyor. Etrafı mermilerden çıkan toz kaplamıştı, karmaşada yere düşmüştüm. Telaş içinde mermiden kurtulmaya çalışırken bir anda R. önüme çıktı. Beni çaresiz görmüş yardımıma koşmuştu. Rugby oyuncuları gibi tüm vücuduyla merminin üstüne atlayarak eline aldı.

 

Beni kurtarmak için kendi canını riske atmıştı, tam mermiyi fırlatırken elinde patladı. Kulaklarım patlama sesinden çınlıyordu, R.’nin acıdan feryadını duyamıyordum. Kanlar içindeydi, parmakları kopmuştu ortalığı barut ve yanık et kokusu sardı. Etrafta olayı görenler korkudan kaçıyorlardı. Bizimkiler, Bolognalar, bir tek ben başında kaldım.

 

R. şok geçiriyordu, parmaklarının kopmasını henüz idrak edememişti. Onu sakinleştirmeye çalıştım, kanı durdurmak için elini atkımla bağladım. Var gücümle R.’yi omuzuma yükleyerek polislerden kaçtık. Tanrı o gün bizden yanaydı, bir anda yoktan karşımıza ambulans çıktı, canlı havliyle önüne atlayıp durdurdum.

 

R. kanlar içindeydi, baygın halde ambülansa soktular acı sirenler içinde uzaklaştı.

 

Bir polis geldi yanıma;

 

-       Kim bu genç tanıyor musun?

-       Hayır, sade bir Toro Ultrası olduğunu biliyorum...devam edecek

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör

Blog Içeriği

  • : Blog von Erdal Güngör
  • : Liberta per gli Ultras ! No Al Calcio Moderno ! Galatasaray,Ali Sami Yen,Metin Oktay,istanbul,Alpaslan Dikmen,Karıncaezmez Şevki,Fatih Terim,Hooligan,Ultras,Hagi,Two and a half Man,Football Supporters Europe,The Big Bang Theory,Çılgın Türkler, Family Guy, Fringe,eBileteHAYIR!
  • Kontakt