Overblog
Edit post Folge diesem Blog Administration + Create my blog
31. Januar 2012 2 31 /01 /Januar /2012 09:44

Nasıl Ultra olunur?


Anaokul dönemleri: Genelde babalardır ilk kez çocuklarını elinden tutup stada götüren.


İlkokul:  Stada yalnız gitmeye başlar, tribünde takılacağın grubu seçersin.


Ortaokul: Tribüne alışırsın, bir gün göbekte duran grup ilgini çeker. Onlar diğerlerinden çok farklıdır. Toplu gezerler, organize deplasman yapar, maç boyu durmadan bağırırlar, tezahüratları değişiktir. Arada rakiplerine söverler. Arkadaş olursun, çabuk ısınırsın asi çocuklara. Oysa dışarıdan gözüktüğü gibi asi değildirler. Bir süre sonra ailen kadar yakın olurlar. Yediğiniz, içtiğiniz ayrı gitmez paylaşmayı öğrenirsin, sevgiyi. Hayatın tüm zorluklarına rağmen haksızlığa adaletsizliğe karşı savaşmayı işte onlar ultralardır.


Lise yılları: İlk defa rakip taraftar ve polisle çatışırsın, adrenalin beynine fışkırır boynunda takılı atkıda rakibinden koparttığın ganimetindir.


Üniversite: İlk namlı şanlı grubu bir güzel pataklar, birkaç polisin ağzını burnunu parçalarsın. Ve stadın önünün de bir köşe resmen mıntıkan olur.


Doktora: Üç sene stat yasağı alıp birde hapis cezasına çarptırılsan diplomanı alırsın.


Ultralar football manager uzmanı değildirler, boş yere sanal oyunlara zaman harcamazlar. Taktikler, stratejiler, ataklar, kontrataklar, alan markajı, orta sahada tandem, pres, catenaccio, modern futbol, 4-4-2, transferler etc.  Ultralara göre tüm bunlar gereksiz. Kazanılan kupaları, tarihi kadroları ezbere bilmekle Ultra olunmuyor.  Aksine, çağın Ultraları bu gibi verilere kafa yormaz. Hele ezeli rakipleriyle sidik yarışına girmezler, yumrukları konuşur. Gerçek ultra gönül verdiği kulübe damardan bağlıdır, büyüklüğünü içinde hisseder ve ona göre kulübünden başka büyüğü yoktur.


Takım sahada kazanmış ya da kaybetmiş pek önemli değildir. Ultralar müsabakaları tribünde gösterilen performansla ölçer. Koreografiler, açılan pankartlar, tezahüratlar. Rakipleri ve polisle girdikleri çatışmalar ve bu kavgalardan karşı tarafa verilen büyük hasar başarıdır. Örneğin bir sezon takım adına kötü geçmiştir hatta kümeye düşmüştür.  Ama tayfa 200 kişiyle gittiği şehirde 6 saat boyu gerilla savaşı çıkardıysa o sezon ultralar adına gurur vericidir. Sanırım ultraların futbola bakış açısı az çok anlaşılmıştır. “Yok, efendim sen ne anlatıyorsun biz öyle değiliz” diyorsanız ultra değilsiniz. Üzülmeyin, kendinizi nasıl mutlu hissediyorsanız öyle olmaya bakın ve yaptıklarınızın daima arkasında durun!


Ultralar anıları ile övünür, onlar için eskilerin çatışmaları önemlidir. Bir araya geldiklerinde sürekli geçmişte rakiplerle yapılan çatışmalardan bahsedilir ve hep eski günleri yeniden yaşatma hayalleri kurulur. Ultralar oyunculara kişisel bağ kurmaz. Oyuncuları takımın, formanın, armanın bir bütünü olarak görürler. Takım galip geldiyse görevlerini yerine getirmişlerdir bu yüzden takdir alırlar. Mağlup olduklarında onlardan kötüsü yoktur, kendilerini yeteri kadar maça vermemişlerdir. Yöneticilerin hepsi futbolu sömüren kapitalistlerdir. Paraları çok ama vicdanları yoktur, ultraların en büyük düşmanlarıdır, tabi polislerden sonra.


Tüm bu olanlar hayallerini gerçekleştiremeyen kader kurbanları ile tanrının şanslı kullarına karşı savaşıdır. Örneğin oyuncular. Henüz tüyü bitmemiş 19 yaşında çocuklar, vitamin iğneleriyle gelişmiş vücutları. Üzerlerine giydikleri cici kıyafetler, son model arabalar, yedi sülalesini besleyecek kadar bankada paraları. Daha ne istiyor bu aç gözlü veletler? Aldıkları milyonlar, en güzel kadınlarla beraber olmak yetmiyor mu? Yaptıklarının hepsi yeşil zemin üzerinde bir meşin yuvarlağı kale çizgisinin ötesine geçirmek, fazla değil. O zaman götünüz yırtılana kadar koşacaksınız, ayaklarınızdan kan fışkıracak, bizim için oynayacaksınız! Biz ki, aldığımız maaşla ay sonunu getiremeyen. Biz, elimizde nasırdan başka bir şeyi olmayan, kazandıklarımız için gerekirse ölümü göze alan. Biz, hayatın ölümle yaşamın ince çizgisinde gezen, uçurumun kıyısında her an düşmeyi bekleyen. Kendi gölgesinin ötesine geçme hayalleri kuran, biz ezilen HALK, biz ULTRALAR. Batan futbolun içinde kalan son ruh….devam edecek.

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör

Blog Içeriği

  • : Blog von Erdal Güngör
  • : Liberta per gli Ultras ! No Al Calcio Moderno ! Galatasaray,Ali Sami Yen,Metin Oktay,istanbul,Alpaslan Dikmen,Karıncaezmez Şevki,Fatih Terim,Hooligan,Ultras,Hagi,Two and a half Man,Football Supporters Europe,The Big Bang Theory,Çılgın Türkler, Family Guy, Fringe,eBileteHAYIR!
  • Kontakt