Overblog
Edit post Folge diesem Blog Administration + Create my blog
17. Februar 2011 4 17 /02 /Februar /2011 06:02

Ultra’lar Colombi vefatının bir polis cinayeti olduğunu tüm kamuoyuna duyurmayı başardılar fakat bu esnada yeni düşmanları oldu ”POLİS”. Devleti idare edenler yanlış yolda gittiklerinin farkında değilerdi…..dersek yalan olur. Hepsi önceden detayına kadar planlanmış şimdi uygulanıyordu, o döneme göre gayet normal sayılır.

 

90’lı yıllar, Berlin duvarı yıkıldı, Sovyetlerbirliği dağıldı kutuplar ortadan kalktı artık soğuk savaş bitmişti. Kimilerinin yaşam tarzı ile dünyaları da değişti. Örneğin dağılan Varşova paktı ülkelerde eski rejimler halk darbeleriyle yıkılıyordu.  Dünya’da kendi içinde tamamen değişmeye başlamıştı. Zaten savaş hiç bitmemişti ki, sade hedefler farklıydı soğuktan sıcak temasa geçilmişti.

 

Yeni Dünya düzenini inşa edenler doğu blok devletlerinde yaşananları endişeyle seyrediyorlardı. Batı halkını benzer ayaklanmaları başlatacağından şüpheliydiler ve bu yüzden Toplumu bu tarz olaylardan uzak tutmak gerekiyordu, çıkacak bağımsız ve münferit tepkilere karşı önlem almaya yöneldiler. Buna karşılık insanlara yeni şeyler sunmak lazımdı ve böylece bir sanal dünya oluşturuldu.

 

Neo-liberalizmin kök saldığı yeni küresel dünya içinde Halkı mental köle haline getirdiler. Tüketici bir Toplum oluşturuldu. Bol para harcayan olmayınca gırtlağına kadar borçlanan. Boş zamanlarını televizyon, internetin karşısında geçiren dışarıya çıksa bile reklamlardan transa girmiş soluğu modern alışveriş merkezlerinde alan sözde mutlu insanlar yarattılar. Gerçekten mutlular mı orası muamma.

 

Yeni yapılanan düzene karşı çıkanlar ise “Çevik Kuvvetin” gücüyle karşılaşıyor ve “Şiddet Yasalarıyla” yargılanıyorlardı. Wachowski kardeşler bunu çok güzel anlatıyorlar ama konudan fazla uzaklaşmayalım. Şu soruyu sormadan geçemeyeceğim, bu kanunun adı neden  “Şiddet Yasası”? Bizi gerçekten şiddetten mi koruyacak? yoksa şiddeti daha fazla mı körükleyecek?  

 

Bunları yazmamın sebebi o yıllarda yeni dünya düzeni adı altında oluşturulan düzenin insanları refaha kavuşturacağına nasıl birbirine düşman ettiğini anlamanız için. Ne ekersen onu biçersin demiş atalarımız ve ektiklerinin meyvelerini toplamaları fazla sürmedi. Şimdi anlatacaklarım yukarıda tarif etmeye çalıştığım tablodan doğan olayların patlak vermesidir. Bir gün olacağı kesindi, peki “Neden?”

 

Tribün âlemi çok farklıdır gerçek dünyaya benzemez. İkiyüzlü, şizofren çok yönlü, karmaşık ve kaotik bir ortam. Sürekli iç ve dış çekişmeleriyle boğuşan çelişkilerle dolu, gizemli, ama her şeye rağmen özgür ve güzel dünya. Öyle ki 50 sene tribün kovalasanız bir dakika sonra ne olacağını kestiremezsiniz. Ve yine böyle bir karışık ortamda 40 yıllık Ultra tarihi kanlı pazarlarından biri yaşadı.

 

Yıl 1994 20 Kasım, günlerden Pazar. Brescia-AS Roma arasında oynanacak lig müsabakası. Yani sıradan maç günü fakat bu günü özel kılan bir sürü faktörler var. Deplasmana giden AS Roma tayfasının başında C.UC.S. grubunun dağılmasından sonra yeni oluşan aşırı sağ görüşlü gruplardan birisi “Opposta Fazione” var .

O gün kontrol tamamen onların elinde ve endişe yaratan meselede bu. İşin aslına bakarsak bir hafta öncesi Olimpico’da açılan pankartlar gelecek maçta yaşanacaklara dair gerekli ipuçları veriyordu. Brescia’da müsabakanın oynanacağı gün Belediye seçimleri yapılacaktı ve bundan dolayı Polis sendikası maçın başka tarihe ertelenmesi için çok çaba gösterdi ama bu istekleri geri çevrildi.

oposta.jpg

 

300 Romalı taraftar her türlü silahla donanmış Başkentten Brescia’ya doğru yola çıktılar. Yolda onlara diğer aşırı sağ örgütlerinin sempatizanları da katıldı ve yaklaşık 1000 kişi Brecia şehrine vardılar. Romalı taraftarlar otobüsten iner inmez hiç fazla vakit kaybetmeden doğrudan polislere saldırdı. Bu eylemin önceden planlandığını ayrıntılarıyla anlatmaya gerek yok sanırım.

 

Şiddetli geçen çatışmalarda bir emniyet müdür yardımcısı,  Giovanni Selmin karnından aldığı bıçak darbesinden dolayı neredeyse hayatını kaybediyordu, 6 saat süren ameliyat sonrası zor kurtarıldı. Bir polis kâğıttan el yapımı bombadan yaralandı, onlarca poliste darp yaralarıyla olayı hafif atlattılar. Tüm kargaşanın üstüne“Cavallo pazzo” lakaplı bir Romalı ( o yıllarda henüz Jimmy Jump ortalıkta yoktu ve bu eleman İtalya’da maçlarda sahaya atlamaları ve bazı canlı çekilen Televizyon programlarına aniden girişiyle meşhurdu ) tuz biber oldu. Maçın 10. Dakikasında sahaya girmesi Brescia taraftarlarını iyice kudurmuştu.

 

Maçtan sonra Brescia sokakları savaş alanına döndü, şiddetli çatışmalar yaşandı Romalıların “kanlı Pazar” eylemi amacına ulaşmıştı. Olaylardan sonra her iki taraftan tutuklananlar oldu, aralarında bazı aşırı sağ partilerin liderlerinde bulunuyordu. Hepsi ağır hapis cezasına çarptırıldılar.

 

Ultra’lar ise kendi aptallıklarının kurbanı oldular ve bir kez daha siyasetin tribünde yeri olmadığını anlamışlardı. Olayların bu boyuta gelmesinde iki unsur ön plana çıktı. Birincisi, Roma Başkanı Sensi’ye tribün ile kulüp arası irtibatı kopardığından dolayı şantaj yapılmıştı. İkincisi, Padania dergisinin ortaya attığı iddiaya göre Brescia’da yapılan seçimleri manipüle etmek isteyen Lega Nord partisine bağlı içişleri bakanı Maroni’nin olaylarda parmağı vardı. Ne olursa olsun ortaya atılan her iki iddiada yaşanan vahim olayları hafifletmiyor.

İtalya futbolunu kötü günler bekliyordu ve havada daha acı olayların yaşanacağı kokusu vardı….devam edecek.   

Diesen Post teilen
Repost0
Published by Erdal Güngör

Blog Içeriği

  • : Blog von Erdal Güngör
  • : Liberta per gli Ultras ! No Al Calcio Moderno ! Galatasaray,Ali Sami Yen,Metin Oktay,istanbul,Alpaslan Dikmen,Karıncaezmez Şevki,Fatih Terim,Hooligan,Ultras,Hagi,Two and a half Man,Football Supporters Europe,The Big Bang Theory,Çılgın Türkler, Family Guy, Fringe,eBileteHAYIR!
  • Kontakt